Anasayfa » TARİHTE BUGÜN » 11Mayısta Yaşanan Olaylar ve Tarihte Bugün

11Mayısta Yaşanan Olaylar ve Tarihte Bugün

Öykü yazarı Sait Faik Abasıyanık, 1954 yılında 48 yaşındayken hayata veda etti. 

Cumhuriyet dönemi Türk öykücülüğünün ana damarlardan birini oluşturan Sait Faik Abasıyanık, 11 mayıs 1954’te, yıllardır çekmekte olduğu siroz nedeniyle hayata veda etti. 12 mayısta Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.23 kasım 1916’da Adapazarı’nda doğdu. İlköğrenimin bu şehirde yaptı. Kurtuluş Savaşı sonrasında ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşti. 10’uncu sınıfa kadar İstanbul Erkek Lisesi’nde okudu, 1928’de Bursa Lisesi’nden mezun oldu.


İki yıl devam ettiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakütesi’ndeki öğrenimini yarım bıraktı. Ticaretle uğraşan babasının isteği üzerine iktisat öğrenimi görmek üzere 1931’de Lozan’a gitti. 

Lozan’dan sonra geldiği Framsa’nın Grenoble kentinde Üç yıl kaldı ve ilgisini çekmeyen bir konuda okumak yerine gönlünce yaşamayı yeğledi. 

1935’te İstanbul’a döndü. Kısa sürelerle yaptığı Türkçe öğretmenliği, tahıl ticareti, muhabirlik dışında, özgürlüğünü kısıtlayacak, zamanını alacak işlere girmedi. Babasından kalan gelirle geçindi. 

Aşkla bağlı olduğu yazarlığı meslek edinmiş biri olarak ölünceye kadar sanatının ve mizacının istekleri doğrultusunda yaşadı. 

Sait Faik Abasıyanık yazmaya lise yıllarında başladı. Şiirlerinin ve Bursa Lisesi’ndeyken yazdığı ‘Beyaz Mendil’, ‘Zemberek’ gibi ilk öykülerinin basımı konusunda aceleci davranmadı. 

İlk yazısı ‘Uçurtmalar’ 1929’da Milliyet’te yayımlandı. 1934’ten itibaren Varlık’ta yayımladığı öyküleriyle tanındı. İlk dönem ürünlerini ‘Semaver’ (1936), ‘Sarnıç’ (1939), ‘Şahmerdan’ (1940) adlı kitaplarında topladı. 

Tutkuyla yazan ve, “yazmazsam çıldıracaktım” diyen Sait Faik kitaplarını 1948’den sonra daha sık aralıklarla yayımladı. 

Ardında birçok öykü kitabı, iki roman (‘Medarı Maişet Motoru’, ‘Kayıp Aranıyor’, bir şiir kitabı (‘Şimdi Sevişme Vakti’) ve öyküleri tadında bir röportaj kitabı (‘Mahkeme Kapısı’) bıraktı. 

Hayatıyla yazdıkları ayrılmaz bir doku oluşturan Sait Faik, daha ilk öykülerinde farklı bir yazar kimliği sergiledi. Behçet Necatigil’in deyişiyle, moda anlayışların boyunduruğunda koşturmadan bağımsız, rahat ve gönlünden geldiği gibi yazdı. 

Olaya, konuya yaslanan eski hikaye anlayışının dışına çıkarak biçim ve öz açısındn Türk öykücülüğünde yeni bir kanal açtı. Anların, dramatik yaşam kesitlerinin, yakalanması güç durumların ilk öykücüsü oldu. 

Okurlarına, öykünün arkasından değil, içinden seslendi. Arka sokakları, kenar mahalleleri, kahveleri, evleri, adalarıyla en çok İstanbul’u ve bu kentin dağdağası içinde yaşama uğraşı veren yoksul, namuslu, çalışan insanlarını anlattı. 

Balıkçıları, küçük memurları, zanaatkarları, sokak satıcılarını, işsizleri ve insandan ayrı görmediği doğayı, kırları, denizleri anlatırken yaşama sevinciyle, sevgiyle dolup taşan sesi, savaş vurguncuları, düzenbazlar, hayatı acılaştıranlar söz konusu olduğunda isyana dönüştü. 

Varoluşun en temel sorunları ile günlük hayatın kaygıları, düşünce ile duygu, yontup öptüğü kaleminin ucundan aynı yalınlıkta aktı. 

1953’te ABD’deki Mark Twain Derneği, çağdaş edebiyata yaptığı hizmetler nedeniyle Sait Faik’e onur üyeliği verdi. Annesi Makbule Abasıyanık, 1955’te Sait Faik Öykü Armağanı’nı kurdu. Burgaz Ada’daki evi 1964’te müzeye dönüştürüldü. 

Eserleri 

‘Semaver’ 1936, ”Sarnıç’ 1939, ‘Şahmerdan’ 1940, ‘Medarı Maişet Motoru’ 1940, ‘Lüzumsuz Adam’ 1948, ‘Mahalle Kahvesi’ 1950, ‘Havada Bulut’ 1951, ‘Kayıp Aranıyor’ 1951, ‘Son Kuşlar’ 1951, ‘Kumpanya’ 1951, ‘Havuz Başı’ 1951, ‘Şimdi Sevişme Vakti’ 1953, ‘Alemdağ’da Var Bir Yılan’ 1954, ”Az Şekerli’ 1954, ‘Tüneldeki Çocuk’ 1955, ‘Mahkeme Kapısı’ 1956, ‘Açık Hava Oteli’ 1980, ‘Müthiş Bir Tren’ 1981 

Sait Faik’ten bir örnek 

Şimdi Sevişme Vakti 

Çıplak heykeller yapmalıyım.
Çırılçıplak heykeller
Nefis rüyalarınız için
Ey önünden geçen ak sakallı
kasketli,
Yırtık mintanından adaleleri
gözüken
Dilenci
Sana önce
Şiirlerin tadını
Aşkların tadını
Kitaplardan tattırmalıyım
Resimlerden duyurmalıyım,
resimlerden… 

Şu oğlan çocuğuna bak
Fırça sallıyor
Kokmuş manifaturacının ayağına
Dörtyüzbin tekliğinden
On kuruş verecek. 

Seni satmam çocuğum
Dörtyüzbin tekliğe.
Ne güzel kaşların var
Ne güzel bileklerin
Hele ne ellerin var, ne ellerin 

Söylemeliyim
Yok
Yok… meydanlarda
bağırmalıyım,
Bu küçük
Güllerin buram buram tüttüğü
Anadolu şehri kahvesinde
Kiraz mevsiminin
Sevişme vakti olduğunu. 

Resimler seyrettirmeli, şiirler
okutturmalıyım.
Baygınlık getiren şiirler. 

Kiraz mevsimi, kiraz
Küfelerle dolu pazar.
Zambaklar geçiriyor bir kadın.
Bir kadın bir bakraç yoğurt
götürüyor
Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını
Belediye kahvesinde hakla o eski,
o yalancı
O biçimsiz bizans şarkısı. 

Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem
Nasıl etsem, nasıl yapsam da
Meydanlarda bağırsam
Sokak başlarında sazımı çalsam
Anlatsam şu kiraz mevsiminin
Para kazanmak mevsimi değil
Sevişme vakti olduğunu… 

Bir kere duyursam hele
güzelliğini, tadını,
Sonra oturup hüngür hüngür
ağlasam
Boş geçirdiğim bağırmadığım
sustuğum günlere
Mezarımda bu güzel, uzun kaşlı
boyacı çocuğunun
Oğlu bir şiir okusa
Karacaoğlan’dan
Orhan Veli’den
Yunus’tan, Yunus’tan…

 

Bugün (11 Mayıs) olan diğer önemli olaylar: 

  • 1812: İngiltere Başbakanı Spencer Perceval Avam Kamarası’nda cinnet geçiren iş adamı John Bellingham tarafından vurularak öldürüldü.
  • 1894: ABD’li modern dansçı ve koreograf Martha Graham dünyaya geldi.
  • 1904: İspanyol sürrealist ressam Salvador Dali hayata merhaba dedi.
  • 1920: Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’daki Divanı Harb tarafından idama mahkum edildi.
  • 1938: Atatürk, çiftliklerini ve taşınmazlarını ulusa bağışladı.
  • 1946: Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün CHP Tüzüğü’nde yer alan Milli Şef ve Değişmez Genel Başkan unvanları kaldırıldı.
  • 1958: ABD’li bir genç, Türk sevgilisini sokakta öpünce neredeyse linç ediliyordu. Genç ve sevgilisi 20’şer lira ağır hapis cezasına çarptırıldı. Yargıç, “nişanlı da olsanız Türkiye’de olduğunuzu unutmayın” dedi.
  • 1961: Yassıada’da Anayasa’yı ihlal davası başladı. Davada, 27 mayıs 1960 askeri darbesiyle görevlerinden düşürülen, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun da aralarında bulunduğu 400 kadar Demokrat Partili siyasi, partiyle ilişkisi iddiasıyla bürokrat ve asker sanık yargılandı. Yargılamalar sonunda, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edildiler.
  • 1963: Başbakan İsmet İnönü, ‘Kürt sorunu’nun tehlike oluşturmadığını söyledi.
  • 1981: Jamaikalı reggae ilahı, gitarist ve şarkıcı Bob Marley hayata veda etti.
  • 1984: Çay stoklarının tükendiği açıklandı. İstanbul’da bazı kahvehanelerde çay satışları durdu.
  • 1985: Birmingham City ile Leeds United arasında Birmingham’da yapılan futbol maçı sırasında yangın çıktı: 40 kişi öldü, 150 kişi yaralandı.
  • 1988: İngiltere Gizli İstihbarat Servisi görevlisiyken Sovyetler Birliği hesabına casusluk yaptığı ortaya çıkınca bu ülkeye iltica eden Kim Philby, 76 yaşında Moskova’da öldü.
  • 1996: Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Tansu Çiller, babakanlıktan ayrılırken örtülü ödenekten 500 milyar lira çektiğini kabul etti.
  • 1997: IBM’in süper bilgisayarı Deep Blue, gelmiş geçmiş en büyük satranç ustası olarak kabul edilen Gari Kasparov’u yendi.
  • 1998: Türkiye Büyük Millet Meclisi lojmanlarında oturan 541 milletvekilinden 321’inin, 2 milyon 580 bin lira olan ve çöp vergisi olarak bilinen Çevre Temizlik Vergisi’ni ödemediği belirlendi.
  • 2000: Terör örgütü Hizbullah üyesi 32 sanığın yargılanmasına Ankara DGM’de başlandı.
  • 2000: Film yönetmeni Faruk Kenç İstanbul’da yaşamını yitirdi.
  • 2005: ‘Ben Gamlı Hazan’ ve ‘Civelek’ gibi bestelere imza atan Melahat Pars, 86 yaşında İstanbul’da vefat etti.

Yorum yapın