Anasayfa » Bilgi Formu » CİHAD NEDİR, NASIL OLUR?ŞARTLARI NELERDİR ?İSLAMDA CİHADIN YERİ NEDİR?

CİHAD NEDİR, NASIL OLUR?ŞARTLARI NELERDİR ?İSLAMDA CİHADIN YERİ NEDİR?

 CİHAD NEDİR, NASIL OLUR, ŞARTLARI
CİHAD İLE İLGİLİ AYETLER

SAVAŞA İZİN VEREN İLK AYET

Haksızlığa uğratılarak kendilerine savaş açılan kimselerin karşı koyup savaşmasına izin verilmiştir. Allah onlara yardım etmeye elbette kadirdir. HAC 37

SAVAŞI FARZ KILAN İLK AYETLER
Bakara, 190: (Medine’de savaşla ilgili inen ilk ayetlerdir)
“Size karşı savaş açanlara, siz de Allâh yolunda savaş açın! Fakat haddi aşmayın! Muhakkak ki Allâh, haksız yere saldıranları sevmez.”

“Fitne kalmayıp, din de Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın”. bakara 193 (Medine’de savaşla ilgili inen ilk ayetlerdir)

“Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah’tan korkun ve bilin ki Allah müttakilerle beraberdir” (Bakara Sûresi, 194)

MÜSLÜMANLAR SAVAŞTAN ÇEKİNİNCE İNEN AYET
Daha önce kendilerine, “(savaşmaktan) ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin” denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, hemen içlerinden bir kısmı; insanlardan, Allah’tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve “Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya!” derler. De ki: “Dünya geçimliği azdır. Ahiret, Allah’a karşı gelmekten sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size kıl kadar haksızlık edilmez. NİSA 77

MEKKENİN FETHİNDEN ÖNCE İNEN AYET

Onları (size savaş açanları), bulduğunuz (yakaladığınız) yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Fitne (çıkarmak), (adam) öldürmekten daha şiddetlidir (kötüdür). Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla orada savaşmayın. Fakat eğer (orada) sizinle savaşırlarsa (sizi öldürmeye kalkarlarsa), o taktirde (siz de) onlarla savaşın (onları öldürün). Kâfirlerin cezası işte böyledir. BAKARA 191

TEBÜK SEFERİNDEN SONRA ANLAŞMAYA UYMAYAN MÜŞRİKLER İÇİN İNEN AYET
«Müşrikleri bulduğunuz yerde öl­dürün.» (Tevbe, 5)

İKİ MÜSLÜMAN GURUP SAVAŞIRSA
Eğer müminlerden iki birlik çarpışırlarsa, hemen aralarını düzelterek barıştırın. Eğer onlardan biri (Allah’ın hükmüne razı olmıyarak) tecavüz ediyorsa, o vakit tecavüz edenle, Allah’ın emrine dönünceye kadar savaşın. (Sonunda teslim olur Allah’ın emrine) dönerse, yine adaletle aralarını düzeltin ve hep adaletle iş görün; çünkü Allah adalet yapanları sever.HUCURAT 9

Muhakkak ki iman edenler kardeştirler! O hâlde iki kardeşinizin arasını düzeltin ve Allâh’tan korunun ki rahmete eresiniz. HUCURAT :10

SAVAŞA HAZIRLIKLI OL

Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Enfal:60

CİHADIN ŞARTLARI

Müslüman iki nedenle savaşır:

1) Allah rızası, 
2) Allah rızası için zulmü engelleyip adaleti sağlamak.
Buradaki adalet, mazlum  kullarının yararı, din ve vicdan hürriyetinin temini için savaşmaktır. Müslüman adalet, hukuk ve hakkaniyet uğrunda savaşır.

KİME KARŞI CİHAD

” De ki: Ey Ehl-i Kitab! Sizinle bizim aramızda eşit olan bir inanca gelin: ‘Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, Allah’ı bırakıp birbirimizi Rab edinmeyelim’. Eğer bu çağrıyı kabul etmezlerse onlara ‘Şahit olun ki biz Müslümanız; yani bir tek Allah’ın iradesine teslim olmuşuzdur’ deyin” (Âl-i İmran: 3/69 )

“Allah, sizinle din yüzünden savaşmayan ve sizi yurdunuzdan çıkarmayanlarla iyilik ve adalet çerçevesinde ilişki kurmanızı size yasaklamıyor. Allah adalet ölçülerine göre davrananları sever” (Mümtehine, 60/8 )

“O müşriklerle hiçbir fitne kalmayıncaya ve din bütünüyle Allah’ın oluncaya kadar savaşın” .(Enfal Sûresi, 39)

“Dinde zorlama yoktur.”  (Bakara Sûresi, 256)

İslam kendisine saldırmayan  kimselerle cihadı emretmemektedir.Her hangi bir toplumda İslamın yayılması için gerekli din özgürlüğü varsa yine cihad söz konusu değildir.Fakat din özgürlüğünü engelleyen ,islamın yayılmasına ve yaşanmasına engel olan  veya halkına zulüm eden bir yönetim söz konusu ise cihad da söz konusu olur.“Dinin bütünüyle Allah’ın olması”, sadece Allah’a ibadet edilmesi manasını ifade eder. O halde, bütün insanların ancak Allah’a ibadet etmeleri bir müslümanın en büyük gayesi olmalıdır. Bu ayette, buna engel olan müşriklerle cihat etmek ve tevhit inancı önündeki bütün engelleri kaldırmak müslümana gaye olarak gösterilmiştir.

Zalimlere karşı ve mazlumları kurtarmak için cihad:
Size ne oluyor ki Allah’ın yolunda ve “Ey Rabbimiz! Halkı zalim olan bu kasabadan bizi çıkar ve katından bir velî ve katından bize bir yardımcı kıl (gönder).” diyen zayıf ve aciz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?Nisa:75

Not: Mekkeden göç edemeyenleri kasdetmektedir.


Elçilerimiz İbrahim’e (iki oğul vereceğimize dair) müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: “Biz bu memleket halkını helak edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir.Ankebut:31



Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.Bakara:193
Zalim kim? :
Allah’a karşı yalan uyduran, yahut kendisine hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalim kimdir? Ankebut:68

CİHADIN UYGULANIŞI VE SONUÇLARI

1.Savaştan önce düşman İslam’ı kabul etmeye çağrılır, kabul etmezse itaat ve cizye teklif edilir. Bunlar yapılmadan cihada teşebbüs edilmez.

2.Savaşa girildiğinde, Müslümanlar, “adil savaş ilkesi”ne göre adım atmak zorundadırlar. Bu ilkeye göre, savaşta vurulacak hedef sadece düşman askerleridir. Savaş sırasında çocuklar, kadınlar, yaşlılar, yatalak hastalar, mecnunlar, sakatlar öldürülemez. Savaşa iştirak etmeyen din adamlarına ve ihtiyarlara silah çekilmez, savaşa katılmayanlar (esnaf ve çiftçiler gibi sivil halk) katledilemez . Savfan İbnu Assal (r.a) anlatıyor : “Resulullah (a.s.m) beni seriyyede savaşa gönderdi.Yola çıkarken şu talimatı verdiler :
“Allah’ın adıyla, ALLAH YOLUNDA YÜRÜYÜN.Allah’ı inkar edenlerle savaşın, işkence yapmayın, ahdinizi bozmayın. ganimeti çalmayın, çocukları öldürmeyiniz” ( Müslim, Cihad 3,(1731), Tirmizi, siyer 48,(1617) Ebu Davut, Cihad 90, (2612,2613)

3.Cihad’da  aşırı gitmek insanlık onuruna aykırı tecavüz ve davranışlarda bulunmak yasaklanmıştır.
4.Savaşın şiddetine rağmen düşman barış isterse barış yapılır:

Eğer onlar barışa yanaşırlarsa, sen de ona yanaş ve Allah’a tevekkül et.Enfal:61
Eğer onlar savaşmaya ve kâfirliğe son verirlerse Allah bağışlayıcıdır, merhametlidir.Bakara:192

 

Not:  Sulhun önemini anlatırken bazı kaynaklar…Sulh  hayırlıdır. Nisa:128 ayetini örnek vermektedirler.Ayet kadın ve erkeğin boşanmasından ise barışmalarının (sulh) önemini anlatmaktadır.Konuyla direkt ilgisi yoktur.

5.Savaş esirlerine yapılacak muamele:
“Kafirlerle savaşta karşılaştığınızda boyunlarını vurun. Onlara tam galip geldiğinizde, bağı sağlam bağlayın (esir alın). Sonra da, ya onları karşılıksız salıverin, ya da fidyeyle bırakın. Harb, ağırlıklarını bırakıncaya kadar (savaş bitip durum netleşinceye kadar) yapılacak olan budur.” (Muhammed Sûresi, 4)
Not:Yukarıdaki ayet gelmeden önce Bedir savaşında ilk esirler alınmıştı.Esirlere nasıl davranılacağı bilinmiyordu.Peygamber ashabından görüş istedi.İbn-i Abbas anlatıyor:
“Bedir harbinde esir alınan 70 müşrik hakkında . Ömer, hepsini kılıçtan geçirmeyi teklif etti ve şunu ekledi: ‘Ali, kendi ağabeyi olan Akil’i öldürsün; ben de kendi yakınlarımı öldüreyim.Sa’d bin Muaz da aynı fikirdeydi. Buna karşılık Ebubekir ise, ‘Bu esirlerden fidye alıp serbest bırakalım’ dedi. Netice itibariyle Ebubekir’in görüşü benimsendi.”
Esirlerden fidyelerini ödeyenler serbest bırakıldı. Ödemeyenler ise on müslüman çocuğa okuma yazma öğretmek şartıyla serbest bırakılacaklardı. Bu sayede Medine’de okuma yazma bilenlerin sayısı artmış oldu.
Fakat konuyla ilgili daha sonra nesh edilen ve Bedir Savaşı sırasında inen ayet şöyle diyordu:(Bazı alimlere göre Âyetler birbirini neshetmemiş,duruma göre nasıl hareket edileceğini göstermiştir.)
Yeryüzünde düşmanı tamamıyla sindirip hâkim duruma gelmedikçe, hiçbir peygambere esir almak yakışmaz. Siz geçici dünya menfaatini istiyorsunuz, hâlbuki Allah ahireti (kazanmanızı) istiyor.Enfal:67
Bu ayetlerde esirlerin öldürülmesi gerektiği belirtilmişti.Ayetin devamında:
Eğer Allah’ın daha önce verilmiş bir hükmü (belirtilen hüküm konusunda farklı görüşler vardır:1.Ashâb-ı Bedr’in bağışlandığına dâir hüküm 2. içtihad neticesi verilen hükümlerden ötürü azap etmeyeceğine dair hüküm 3 .Ganimetlerin helâl olduğuna dair hüküm)(eski ümmetlerde ganimet helal değildi savaş ganimetleri yakılırdı) olmasaydı, aldığınız şey (fidye)den dolayı size büyük bir azap dokunurdu.Enfal:68

“Elde ettiğiniz ganimetleri helâl ve temiz olarak yiyin. Allah’tan korkun. Şüphesiz ki Allah bağışlayan ve merhamet edendir.” (Enfâl: 69)(68. ayette bahsedilen hükmün bu olması (ganimetlerin helalliği) daha mantıklıdır)


Fidye ödeyemeyenlerin durumu:
Uygulamada, zaman zaman müslümanların esirleri köleleştirmesi, günün savaş şartlarından kaynaklanan bir durumdur. Karşı taraf müslüman esirleri köleleştirirken, onlardan alınan esirleri serbest bırakmak, iyi bir siyaset olmasa gerektir.

İslamiyet, köleliği birden kaldırmak yerine, kademeli olarak kaldırmayı esas kabul etmiştir. Zira, insanlık aleminde yerleşmiş köklü bir adeti birden kaldırmak, mümkün değildir. Hata ile öldürme ve yemin kefaretlerinde köle azat edilmesi esası vardır(Nisa, 92; Maide, 89; Mücadele, 3). Köle azat etmek, Allah’a yaklaştırıcı bir ibadet olarak takdim edilmiştir(Bakara, 177; Beled, 13). Zekatın verilme yerlerinden biri de, kölelerdir. (Tevbe Sûresi, 60)

(Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar (da size) haram kılındı. Nisa:24 Ayetinde de belirtildiği gibi savaş alanında elde edilen evli kadınlar da dahil kişi ganimetten kendi payına düşen köle/cariyeyi isterse affeder,isterse fidye karşılığı satar, isterse işlerinde kullanır.Fakat birinci yol teşvik edilmiştir.Büyük ecir olduğu belirtilmiştir.

Hz. Peygamber (a.s.m), kölelerle ilgili şöyle der: “Onlara, “kölem, cariyem” demeyiniz. “Oğlum, kızım” deyiniz”.(Buhari, Itk, 50-51; Müslim, Elfaz, 13-15)

“Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin…” (Buhari, Itk, 15; Müslim, Eyman, 38).

Görüldüğü gibi, İslamiyet kölelik sistemini kademeli olarak kaldırmayı esas almış, mevcut uygulamayı da en insani bir şekilde yapmıştır.

İslam, esirlere iyi muamele edilmesini emreder. Müslümanlar esirleri yedirmekle, aç ve susuz bırakmamakla mükelleftirler:

İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, … kölelere verenlerin; …. davranışlarıdır. Bakara:177
Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.

Yorum yapın