Anasayfa » Ders verici Hikayeler » Güven ile ilgili Yazılar

Güven ile ilgili Yazılar

Güven ile ilgili yazılar 

Doğduğumuz andan itibaren, yaşamımızda en hakim duygu; Güven duygusudur.

Bebek, annesinin memesini emerken, kendisine sarılan kollarından ve bedeninden güvende olduğu duygusunu alır.

Anne, öğretmenlere duyduğu güvenle bırakır yavrusunu okula.

Çocuk, güvenle tutar annesinin / babasının elini.

Güvendiğimiz firmanın uçağına / otobüsüne binerek yaparız yolculuklarımızı.

Güvendiğimiz insanla, paylaşırız sorunlarımızı.

Güvendiğimiz insanı, sever ve aşık oluruz.

Güvendiğimiz insanla, birleştiririz hayat yolumuzu.

Hepimiz, bulunduğumuz yaşlara gelinceye kadar, pek çok insanla tanışırız. Bu insanların her birini, farklı yerlerine yerleştiririz, hayatımızın. Dost, arkadaş, tanıdık, eş, sevgili, vs. hayatımızdaki yerlerine göre isimler veririz, onlara. Zaman ilerledikçe bazıları çıkar hayatımızdan. Ya da yenileri eklenir.

Hepsinin ortak paydası, güvendir. Kişiliğine, varlığına – ruhsal ve bedensel varlığına – güvendiğimiz insanlardır. Hatta biraz da gerçekçi olursak, maddi varlığına güvenerek birlikte olduklarımız da vardır, aralarında.

Duyguya temel olan unsur, kişinin kendisidir. Doğru olan da budur. Ama zaman zaman bu duygumuzu yönlendirme konusunda, yanlışlar yaparız.

Eşler arasında, olmazsa olmaz duygudur, güven. Burada sıkça yaptığımız yanlış vardır. Bir erkeğin : “ Benim karım yapmaz. “ sözünden çıkalım yola.

“ Benim karım yapmaz. “ Neden? Neden yapmasın, senin karın? Senin karın olduğu için mi? Kadın olduğu için mi? O olduğu için mi?

“ Benim kocam, beni aldatmaz.” Senet mi imzalattın? Söz mü aldın? Nedir sana bu kadar büyük laf söyleten sebep? Öz güven mi? Kocana güven mi? Koca oluşu mu? Ne yani?

Çok seneler önce, bir film izlemiştim, Metres. Türkan Şoray, Can Gürzap ve Nevra Serezli. Belki hatırlarsınız. Zengin ve evli bir iş adamı, “ Ben kimseye takılmam, kapılmam “ öz güveni ile bir gece, bir hayat kadını ile birlikte oluyor. Öyle bir kapılıyor ki, bütün hayatı alt üst oluyor. Öyle bir aşık oluyor ki, ne karısını ne de çocuğunu görüyor gözü.

Bu film, bana çok büyük ders olmuştu.

Öncelikle şunu anlamıştım:

“ Hayatta, olmaz diye bir şey yok.” Yaşadığım sürece, her an, her şey benim de başıma gelebilir. Asla büyük konuşmamalı ve asla büyük sözler söylememeliyim. Yaptıklarından ya da yaşadıklarından dolayı, hiç kimseyi eleştirmemeli, yermemeliyim.

“ Hayatta, yapmaz / yapmam diye de bir şey yok.” Zamanı ya da yeri gelir, ben veya eşim ya da çocuğum, öyle “ Yapmam / yapmaz “ dediğimiz şeyleri yaparız ki, kendimiz bile şaşırır kalırız.

Güven, kişiye duyulur. Konumuyla alakası yoktur, bu duygunun. Karı, koca, sevgili, aşık. Adına her ne derseniz diyin. Duygular değildir, kişiyi yanlış yapmaktan alıkoyan. Kişiliğidir.

Kişilik, karşılaşılan olaylarla belirginlik kazanır.

Sevmeden, sevgi karşısında nasıl bir duruş sergileyeceğimizi, bilemeyiz.
Nefret etmeden, nefretin bizde ne tepkiler doğuracağını, bilemeyiz.
Yasakla karşılaşmadan, ne yapacağımızı, ne hissedeceğimizi, bilemeyiz.

Lafla peynir gemisi yürümüyor.

Hayatın felsefesi: Yaşa ve gör.

Güven ile ilgili yazılar

GÜVEN VE ÖZGÜVEN DİYALEKTİĞİ:

Toplumsal yaşamda güven ve özgüvenin önemi son derece önemlidir.İnsanlık tarihinde güven ve özgüvenin sağladığı başarılar anımsanmayacak kadar çoktur.Güven toplumları ve kişileri birbirine bağlayan temel yapı taşı olarak sağlıklı etkileşim ve iletişim sürecidir.Özgüven ise kişilerin; öz benlik yapısını değerler ve anlayışlar üzerine kurduğu dengenin kişilikte oturmasıdır.
Güvenin olduğu yerde özgüvenler gelişerek,olgunluk kazanır.Özgüvenin olduğu benlik sevgi,başarı ve mutluluğa daha yakındır.Güvenin her insan için önemli olan duygu ortamı olması,güvenin karşılıklı aranmasını sağlar.Güvenin olmadığı yada sağlanmadığı yerde,etkileşim ve iletişimde kopukluk yaşanmasına neden olacağından,değerler ve anlayışlarda da uyumsuzluk doğuracaktır.Güven ortamının oluşturula bilinmesi için ilk prensip sevgi ve saygı gibi insani değerlerin yanında dürüstlük ve mertlik gibi erdemlerinde zaman süreci içerisinde karşılıklı gelişime açık bulundurulmasıdır.
Metafizik aksiyonda güvene verilen isim sevgi tözüdür.Sevgi tözü, ontolojik (varlıkbilim) açıdan değerlendirilen ve yaşamın gerçek kaynağı olarak bilinen güven; varlıkları birbirine bağlayan sevgi temelidir.Güven temelli bir sevginin oluşabilmesi için, sevgi tözünün kişiler arası etkileşim sürecinde fonksiyonel mekanizmaya dönüşmesi gerekir.Tüm varlıklar sevgi tözüyle,ruhta yaşamayan ve yaşanması kısıtlanan varlık,ruhsal işleyişini yerine getiremeyeceğinden güvensizlik içerisinde özgüvenini yitirecek ve bu nedenle de ruhsal hastalıkların kaynağını oluşturacaktır.Güvensizlik duygusunun ruhta artması,davranışta kendini psikolojik bir vaka olarak kaygı,kişilik bozukluğu,fobi ve depresif hastalıklara temel olacaktır.
Kişiler arası ilişki boyutunda yakınılan konuların başında gelir güven konusu.Güvenin olmadığı yerde elbet gerçek sevgiden bahsedilemez.Güven duygusunun geliştiği ortamlarda paylaşım ve birliktelikler önem kazanarak güzel arkadaşlıklar doğar.Güven sevginin ve eşitliğin temelini oluşturur her yerde ve her mekanda.Güvensiz yaşanılmaz bu dünyada.Güven duygusu çocukluktan aşılanarak gelişir insanlarda.Güven vermek kadar güvenebilmekte önemlidir,duygusal ve mantıksal yaşamda.İnsanda aranan en önemli unsurdur güven.İlişkilerde bir sefer güvenini kaybedenler bunun acısını defalarca yaşamıştır yalnızlıklarında.
Günümüz toplumunun en önemli sorunudur güvensizlik.İş yaşamından tutun,hemen hemen hayatın tüm kesitinde güvensizlik yatar insanın duygularında.Kalabalık şehirlerde güvensizlik duygusu daha ağır basar insanın iç yapısına.Güvenebilmek için bazı insanlar ya denemeye tabi tutar yada zamanla güveni yakalamaya çalışır o insanda.Aralarında duygusal ilişki yaşayan insanlar,güvenlerinin yıkılmasına dayanamayıp, ruhsal duygunluk ve hüzünlere kapılırlar. Evet ilk amaç güvendir.Ne güzel söylemiştir Sokrates sevmektense,güvenmek isterim insana sevgi biter belki ama güven bitmez bir anlamda.Zaten insana en çok acı verende değilmidir; güvendiği insandan darbe yemek.Evliliklerde güven çok önemlidir.Birbirine güvenen eşler her şeylerini alnı ak başı dik misali paylaşırlar hayatı.Ya güvensizlik içinde yürütülen evliliklere ne demeli? Bir zindan içerisinde azap yaşanır belki kimseye belli etmeden.
Özgüven sahibi olmak için insanın kendisiyle fiziksel ve ruhsal olarak sevmesi gerekir.Özgüven sahibi olan insanlara taş atan ve onları kıskanan insanlar türemiştir herzaman.En büyük başarılar özgüvenden doğar.Ne olursa olsun bu hayat yaşamaya değer unutmayın güvensiz kalınsada!!!

Yorum yapın