Anasayfa » Genel » Aşkın Anatomisi Bölüm(3)

Aşkın Anatomisi Bölüm(3)

Sinir Büyüme Faktörü, Testosteron, Östrojen, Dopamin, Norepinefrin (Noradrenalin), Serotonin, Oksitosin Ve Son Olarak Vasopressin.. Bu Hormonları Aklınızda Tutun, Birazdan Hepsi Açıklanmaya Çalışılacak.

Evrimsel Açıdan Baktığımızda Aşkın Nasıl Evrimleştiğini Tam Olarak Bilebilmemizin İmkanı Yok. Çünkü Bu Özellik Genlerden Direct Okunamıyor, Fosillerde Bulunamıyor Falan. Kişiden Kişiye, Toplumdan Topluma Ve Zamandan Zamana Da Değişiklik Gösteriyor Aşk.

ask varmidir

Ama Şurası Kesinki Aşkın Temelinde Yer Alan Şey, Hayatta Kalmak Ve Üremek. Bu Özellik Tüm Canlılarda Var. Tek Hücreli Bir Bakteriden Bizim Gibi Çok Gelişmiş Zeki Canlılara Kadar Ortak Bir Davamız Bu. Eğer Bu Bahsettiğimiz Şey Kendimizi Adadığımız Bir Dava Olmasaydı Yeryüzünde Canlılık Diye Bir Şey Olmazdı. Bu Sebeple Ürememizi Kolaylaşıtıracak Her Değişim, Unsur Ve Özellik Bizim İçin Bir Avantaj Olacak. İşte Aşkta Cinselliği Sağlaması Ve Garanti Altına Alması Açısından Önemli Bir Unsur. Çünkü Aşk Sonucunda Bireylerin Birbirine Daha Çok Değer Vermesini, Birbirini Daha İyi Anlamasını Ve Birbirine Daha Çok Bağlanmasını Sağlayacak Güçlü Bir Hormonal Denge Oluşur. Bu Sayede Duygusal Birliktelikten Sağlanacak Cinsel Birleşme Şansını Arttırır. Empati Ve Bağ Kurma İse Bunun İkincil Basamağını Oluşturur.

Hayali Bir Ortam Düşünelim: Bu Ortamda A Grubu Ve B Grubu Bulunsun. İki Grupta Da 200’Er Birey Bulunsun. Bu 200’Er Bireyin 100’Eri Erkek, 100’Eri Dişi Olsun. Anlatım Kolaylığı Açısından Bu Grubun Tamamının Heteroseksüel Olduğunu Düşünelim, Yani Erkekler Dişilerden, Dişiler De Erkeklerden Hoşlanıyor Olsun. A Grubunda, Empati, Bağ Kurma, Sevgi Ve Nihayetinde Aşk Gibi Duygular Bulunsun. B Grubunda İse Bu Duyguların Hiç Bulunmadığını Varsayalım. Bu Durumda, İki Grup Serbest Bir Şekilde Bırakıldığında, Üreme Başarıları Evrimsel Açıdan Aşkın Neden Evrimleştiğine Dair Fikirler Verecektir: Muhtemelen, Birbirine Karşı Empati, Sevgi Ve Aşk Duyan Popülasyonlarda, Kendisine Uygun Gördüğü Bireye Karşı Saplantı Duyma, Arzulama Ve Aşk Duyma Gibi Hisler, Nihayetinde Cinsel Başarıyı Da Getirecektir. Diğer Grupta İse, Tamamıyla Rastlantısal Olacak Olan Çiftleşme, Çok Büyük İhtimalle Birbiriyle Uyumsuz Bireylerin Çiftleşmesi İhtimalini Arttıracak, Bu Da Popülasyonun Geleceğini Tehlike Altına Alacaktır. Yani Aşk, Seksin Önünü Açan Ve Onu Garantileyen Bir Mekanizma Olarak Evrimleşmiş Olabilir, Bu Çok Muhtemeldir.

Burada Anlaşılması Gereken Kritik Bir Diğer Nokta Bulunmaktadır: Kişisel Arka Plan. Bir Kişiye Aşık Olup Olmayacağımızı Seçememekteyiz. Benzer Şekilde, Hangi Bireye Aşık Olacağımızı Da Seçememekteyiz. Bunun Neden Olduğunu Hiç Düşündünüz Mü? Bir Erkek Olduğunuzu Düşünelim: Bir Dişiye Aşık Olduğunuzda, Öncesinde Durup Düşünür Müsünüz? “Burnu 30 Derece Eğime Sahip, Çok Fark Edilmese De Çilleri Var, Gözleri Birbirinden 5 Santim Ayrık Ve Yeşil Renkte, Saçları 46 Santimetre Olabilir, Boyu 1.66 Ve Kilosu 50. Bu Kız Tam Bana Göre!” Diye? Elbette Hayır. Tek Bir Bakış Bile, Beyninizin Anında Tek Bir Bireye Saplanıp Kalmasına Neden Olabilmektedir. Zaten Evrimsel Avantaj Da Buradan Kaynaklanmaktadır: İmkan Olan Her Ortamda Cinsel Başarıya Ulaşmaktansa, O Cinsel Başarıyı Sağlayacak Unsurları Yaratmanıza Neden Olacak Bir Duygunun Evrimleşmesi Son Derece Avantajlıdır.

İşte Bizim, “Kişisel Arka Plan” Olarak Tanımladığımız Unsur, Aşk Dâhilinde Bu Yüzden Önemlidir. Sizin Kime Aşık Olacağınızı, Biyolojik Ve Kültürel Arka Planınız Belirlemektedir. Biyolojik Yapınız, Yani Genetik Ve Gelişimsel Özellikleriniz Sizin İlk Bakıştaki Tercihlerinizi Belirlemede Rol Oynamaktadır. Kültürel Özellikleriniz İse, Aşık Olacağınız Kişilerin Sizin İçin Sosyal Anlamda Ne Kadar Uygun Olduğunuzu Belirlemenizi Sağlayacaktır. Kimi Zaman İlk Bakışta Çok Güzel/Yakışıklı Bulduğumuz Kişilerden, Onlarla Konuştuktan Ve Sosyokültürel Durumunu Anladıktan Sonra Soğuyabiliriz. Tam Tersi Şekilde, İlk Bakışta Beğenmediğimiz Kimselerle Konuştukça, Onlara Aşk Duyduğumuzu Fark Edebiliriz. İşte Beyniniz, Tüm Bu Süreçler Olurken, Sizin Sosyal-Biyolojik Arka Planınız İle Söz Konusu Şahsın Arka Planı Arasındaki Uyumluluğa Bağlı Olarak Aşk Duygusunu, Sizin Kontrolünüzden Tamamen Bağımsız Olarak Gerçekleştirebilmektedir. Kişisel Zevklerimizin, Genetik Ve Çevresel Birçok Unsurdan Ötürü Birbirinden Tamamen Farklı Olması, Aşkın Hedeflerinin De Tamamen Farklı Olmasına Neden Olmaktadır. Bu Yüzden Kimi Zaman Çiftleri Birbiriyle Yakıştıramaz Ve Birbirlerine Layık Görmeyiz; Ya Da Tam Tersi Şekilde Birbirlerine Uyumlu Buluruz.

İşte Bu Bahsettiğimiz Şey, Evrim Teorisinin De Temel Mekanizması Olan Cinsel Seçilimdir.

Aslında Üremek Cidden Çok Sıkıntılı Bir Durum. Hiç Tanımadığınız Birini Bulacaksınız, Ona Kendinizi Beğendireceksiniz, Bir Sürü Şebeklikler Yapacaksınız, Gecelere Kadar Mesajlaşacaksınız, Ders Çalışmak Yerine Mal Mal Muhabbetler Yapacaksınız, Sonra Uygun Zaman Ve Ortamın Oluşmasını Bekleyeceksiniz(Sosyal, Kültürel Ve Ahlakı) Falan. Zamanı Geldikten Sonrada Evlendiniz Diyelim, Kadın Ayda Bir Yumurtluyor Ve Döllenme Şansı Zor, 9 Ay Süren Çok Sıkıntılı Bir Hamilelik Dönemi Var, Sonrasında İki Üç Yıl Süren Bir Bakım(Gerçi Türkiye’de Bu Bir 20 Yıl Falan Sürüyor). Kısaca Şunu Söylemek İstiyorum, Üreme Süreci İnsanın Hayatını Alt Üst Eden Bir Şey Aslında. O Yüzden O Kadar Kuvvetli Bir Şey Yapmanız Lazımki Tüm Bu Zorluklara Göğüs Gerebillin. İşte Aşk Burada, Dürtüsel Beynin Yemek/İçmek, Barınmak Gibi Temel Yaşamsal İsteklerinden Sonra Ortaya Çıkardığı En Güçlü Duygulanım Hali. Bütün Hayvanlarda Olduğu Gibi Bizde Karşı Cinsten Birini Çekici Bulduğumuzda Aklımız Başımızdan Gidiyor. Aklımızın Başımızdan Gitmesi Gerekiyorki Tüm Enerjimizi Ve Değerli Zamanımızı Bu Yolda Harcayalım, Tüm Kaynaklarımızı Buna Aktaralımki En Önemli Görevimiz Olan Genlerimizi Aktaralım.

Erkek Beyni Karşı Cinsten Birine Aşık Olduğunda İlkel Veya Primat Beyni Dediğimiz Yapıda Yer Alan Amigdala Bölgesi Cayır Cayır Yanıyor. Amigdala Bir Panik Halinde Vucüda Sinyal Gönderen Yer. Amigdalanın Beynimizdeki Ana Fonksiyonunu Keşfeden Ve Bu Güne Kadar Üzerinde Bir Çok Deney Yapmış Nörolog Joseph Ledoux Bize Bu Konuda Işık Tutmaktadır. Yaptığı Deneylerden Biri Amigdalanın Beyin Üzerindeki Etkisini Keserek Beynin Diğer Kısımlarından Ayırmasıdır. Amigdalası Alınmak Zorunda Kalan Genç Bir İnsanın Yaşamı Keskin Bir Değişime Girmiş, Olayların Duygusal Anlamını Değerlendirmekte Bir Yetersizlik, Bir Anlamda Duygusal Bir Körlük Oluşmuştu. İnsanlarla İç İçe Yaşamayı Seven, Çok İyi Konuşabilen Bir Yapıya Sahip İken, Yakın Arkadaşlarına Karşı Kayıtsız Hatta Anne Ve Babasını Tanıyamaz Bir Halde, Herkesten Uzak Yapayalnız Yaşamayı Tercih Etmişti. Bu Kayıtsızlığına Karşı Yakınlarının Çektiği Acılara Bile Duyarsız Kalmıştır. Hissetmeyi Hatta Hissettiklerini Hissetmeyi Unutmuş Gibiydi. Tüm Tutkuların, Korkuların,Üzüntülerin Yerini Büyük Bir Sessizlik Ve Duygusuzluk Almıştı. Ağlamayı Bile Unutmuştu. Bunun Dışında İse, Bir Tehlikeye Maruz Kaldığımız Zaman Amigdalanın Duygusal Repertuvarı Beyin Tarafından İlkel Sorularla Tetiklenir. Bu Benim Nefret Ettiğim Bir Şey Mi?
Bu Bana Zarar Verir Mi? Bu Benim Korktuğum Bir Şey Mi? Gibi. Eğer Bu Soruların Cevabı Bir Şekilde ‘’Evet’’ İse , Amigdala Sinirsel Bir Alarm Şeklinde Anında Tepkiler Verir Ve Beynin Geriye Kalan Kısımlarına, Kriz Var Mesajını İletir.

ask gercekmi

İşte Aşık Olunan Kişiyi Görüncede Amigdala Vucüdu Bu Mesajlara Boğuyor. Gidip Hemen Karşıdaki Kişiyle Konuş, Derdini Anlat Diye Baskı Yapıyor. Bir Şekilde Bu Engellendiğinde De, Ülkemiz İçin Dini Toplumsal Baskılar, Bu Sefer Şarkılar, Şiirler, İlginç İlginç Şeyler Üretmeye Başlıyor Erkekler. Bak Ben Burdayım, Şöyleyim, Bu Marifetlerim Var, Kimi Kırmızı Arabasını Gösteriyor, Kimi Akrobasi Yapıyor Falan. Kadın Beyninde İse, Alarma Geçen Beyni Susturmak İçin Hipotalamustan Oksitosin Salgılanıyor.

Oksitosin; Önceden Oksitosinin Sadece Doğuma Faydasının Olduğu Bilinirdi Ama Artık Sevgi Konusunda, Bağışıklık Sisteminin Düzenlenmesinde, Davranış Modlarımızın Ayarlanmasında Da Önemli Rol Oynadığı Anlaşıldı. Hatta Aşırı Oksitosin Saldırganlığı Tetikleniyor; Kendi Türünüze Veya Aidiyetinize Aşırı Sevgi Duyuyorsunuz, Karşı Türe Veya Aidiyete Nefret Duyuyorsunuz(Demek Ki Irkçılık, Milliyetçilik Tıbbi Bir Sorun). Oksitosin Hormon Azlığı Olan Anneler Çocuklarına Bakmıyorlar Mesela. Oksitosinin En Önemli Özelliği; Anne Davranışları, Biri İle İlgilenmek. Hatta Hayvanlarda Bu Denenmiş, Fareye Ekstradan Oksitosin Verilmiş Hemen Diğer Fare Yavrularını Emzirmeye Gitmiş. Oksitosin Üzerinde Yapılan Binlerce Çalışma Var, Toplumların Refah Düzeyi, Mutlulukları, Gelişmişliği Ve Barışçıl Olmalarıyla Da Alakalı. Hayvanların Ve İnsanların İlişkilerinde İse Bir Numaralı Etkiye Sahip Olmaya Talip. Mesela Farelerde Yapılan Bir Diğer Çalışmada Oksitosin Salınımın En Yüksek Olduğu Hayvan Fındık Faresi Olduğu Anlaşılmış. Bilim Adamları İlişkinin Süresi Ve Yoğunluğuyla Oksitosin Arasındaki Doğru Orantıyı Fındık Faresi Araştırmasıyla Kanıtlamışlar. Bu Hayvancıklar Bir Eş Seçtikten Sonra Yüksek Oksitosin Salınımı Nedeniyle Başka Bir Eş İhtiyacı Duymuyorlarmış. Hayat Boyu Tek Eşli Yaşayan Farelerin Oksitosin Seviyesini Düşüren Zalim Bilimadamları Amaçlarına Ulaşmış. Oksitosin Salınımı Azalan Fareler Sevdiceklerinden Başka Farelere Meyleder Olmuş.

Ne Dedik, Birisi İle İlgilendiğimizde, Birisine İlgi Gösterdiğimizde Beynimiz Bu Hormonu Üretiyor. Eşimizi Veya Çocuğumuzu Sevdiğimiz Zaman Beynimizde Üretilen Oksitosin Seviyesi Yüzde 40 İla Yüzde 60 Arası Seviyelere Yükseliyor.
Bilim Adamlarınca Yapılan Bir Araştırmada Köpeklerin Sahipleriyle Oynadıkları Zaman Ürettikleri Oksitosin Seviyesi Yüzde 57.2, Kedilerin Oksitosin Seviyesi İse Yüzde 12 Çıkmış. Bu Da Köpeklerin, İnsanları Kedilerden Fazla Sevdikleri Anlamına Geliyor.

Aşkın Anatomisi Bölüm(1)

Aşkın Anatomisi Bölüm(2)

Aşkın Anatomisi Bölüm(3)

Aşkın Anatomisi Bölüm(4)

Yorum yapın