Anasayfa » Genel » Bilgi Açlığı Ve Dopamin Bağımlılığı

Bilgi Açlığı Ve Dopamin Bağımlılığı

Bilgiye Açlığın Bir Çeşit Dopamin Bağımlılığı Olması. İşin Sosyal Statü Ve Bireysel Yönelim Tarzına Değinmeden Beynin Fiziki Olarak Çalışma Şekline Baktığımızda Çıkartılabilen Bir Sonuç. Yeni Bilgiye Olan Açlık. Yeni Bilgiyi Öğrenme İsteğinin Arzuya Dönüşmesi Ve Yeni Bilgiye Ulaşınca Doymak. İşin Sosyal Kısmı Her Ne Kadar Psikolojik Çerçevede Ego Tatmini Gibi Görünse De Arka Planda Bu Dopamin Unsurunun Yatığı Fikrini Ortaya Atabiliriz. Evrimsel Süreçte İnsanoğlu Yeni Bilgi Sayesinde Hayat Kalma Becerilerini Artırdığı İçin Bize Genetik Bir Miras. Her Bilgiden Sonra Verilen Ödül.

İnternet Çağından Sonra Bu Bilgi-Ödül Döngüsü Tıpkı Porno-Seks İlişkisi Gibi Beynin Farklı İhtiyaçlarını Simüle Ettiği Durumlarda Olduğu Gibi Öne Çıkmaya Başladı. Kolay Bilgi Temalı Her Bilginin Öğrenme Kabiliyeti Kazanmaktan Çok Bir Çeşit Bağımlı Beynin Dopamin İhtiyacını Anlık Olarak Gideriyor. Fakat Beyin Yeni Bilgiyi Aldıktan Sonra Depolanması Yönünde Geliştiği İçin Porno İzlerken Kandırdığımız Gibi Kolay Bilgide De Kandırmış Oluyoruz Ama Bilgi Kalıcı Olmuyor.

Çünkü Kolay Bilgiyi Edinirken Beyne Bir Lineer Bir Hikaye Sunamıyoruz. Hikaye Sunamadığı İçin Beyin Bunu Sadece Hippokampus’ta (Ramde) Tutuyormuş Gibi Yapıp Daha Sonra Bu Bilgiye Ulaşamıyor. Hatta Yıllar Önce Yaşadığımız Anlamsız Ve İşe Yaramayan Anılar(Güzel Ya Da Kötü Olmayan) Aklımızda Kalırken Kolay Edindiğimiz Belki İleride İşimize Yaraması Mümkün(Evrimsel Olarak Hayatta Kalma) Olan Kolay Bilgi Depolanamıyor.

Bunun Sebebi Beynin Evrimsel Olarak Bilgiye Bu Şekilde Bakmamasıyla İlgili. Çünkü Beyin Edindiği Her Bilgiyi Kişinin Yaşadığını Öğrenme Sürecindeki Olayların Bireye Yaşattığı Psikolojik Deneyimin Şiddetine Göre Depoluyor. Yani Bahsettiğim Bilgiyi Hikayeleştirme Olayı.

Beyin Bilgiyi Hikayeleştiremediği İçin Kalıcı Olmadığı Öğrenme Gibi Yeni Bilgi-Ödül Bir Çeşit Bağımlılığa Dönüşüyor Ve Daha Çok Yeni Yani Daha Çok Dopamin İhtiyacın Karşılanması Adına Harekete Geçiyoruz. Tabii Buna Farklı Bir Çerçeveden Bakan Makaleler De Var. Daha Çok Dopamin Bağımlılığı Üzerinde Durulup Öğrenme Kabiliyetinin Geliştirilmesi Yönünde. Kulağa Sanki Yeni Bilgiye Bağımlı Eğitilmiş Ordu Gibi Kurgusal Gelse De Heyecan Verici.

Buradan Çıkarım Yapmak İstediğim Sonuç Aslında Her Bireyin Farklı Bir Karaktere Sahip Olmasının Ana Etkeninin Vücudumuzdan Salgılanan Kimyasallar Ve Genetik Mirasımız. Elbette Freud’un İlk 5 Yaş Fikri, Analizini Yaptığı Dönemler Ve Büyüdüğü Sosyal Çevre Etkin Ama Dediğim Gibi Bizi Biz Yapanın Fiziki Bir Çeşitliliğe Dayandığı Fikri De Çok İhtimal Dışı Olmamalı.

Yorum yapın