Anasayfa » TARİHİ YAPILAR » Bursa Ulu Camii Hakkında Bilgiler Nelerdir?

Bursa Ulu Camii Hakkında Bilgiler Nelerdir?

bursa ulu camii, bursa ulu camii nerede, bursa ulu camii ne zaman yapıldı bursa ulu camii hakkında bilgiler, bursa ulu camii özellikleri, bursa ulu camii kim yaptı

Sevgili okurlar, bugün sizlere Bursa Ulu Camii hakkında bilgiler vereceğiz. Peki Bursa Ulu Camii nerededir, Bursa Ulu Camii özellikleri, Bursa Ulu Camii kim yaptı ve daha fazlası yazımızın devamında.

Bursa Ulu Camii Hakkında Bilgiler Nelerdir?

Bursa Ulu Camii, aslen zaviye olarak yapılan, sonradan cami olarak kullanılmaya başlanmış olmasına rağmen çok ayaklı cami şemasının en klasik ve anıtsal örnei sayılır.
I. Bayezid tarafından 1396-1400 yılları arasında yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı cami yaklaşık toplam 5000 metrekare boyutlarında olup 20 kubbe ile örtülüdür. Sekizgen kasnaklara oturan kubbeler mihrap duvarına dik beş sıra halinde dizilmiştir. Kasnaklar mihrap ekseni üzerindekiler en yüksek olmak üzere yanlara doğru gidildikçe her sırada daha alçak düzenlenmiştir.

Düzgün kesme taşlarla inşa edilmiş kalın beden duvarlarının masif etkisini hafifletmek için cephelerde her kubbe sırası hizasına gelmek üzere sağır sivri kemerler yapılmıştır. Her kemerin içinde iki sıra halinde ikişer pencere yer alır. Bunların gerek biçimleri gerek boyutları her cephede farklıdır. Son cemaat yeri bulunmayan yapının kuzey cephesinde köşelerde sonradan yapılan iki minare vardır. Minarelerin ikisi de beden duvarına oturmaz, yerden başlar. Batı köşesindeki minare I. Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Sekizgen biçimli kürsüsü bütünüyle mermerden, gövdesi tuğladandır. I. Mehmet’in yaptırdığı söylenen doğu köşesindeki kare kürsülü minare, caminin beden duvarından da 1 m kadar ayrıktır.

Şerefeler her iki minarede de aynı olup tuğlalı mukarnaslarla bezelidir. Kurşun kaplı külahlar 1889’daki yangında ortadan kalkınca, bugünkü boğumlu taş külahlar yapılmıştır.Türk islam dünyasının en eski camilerinden birisi ulu camiidir. Minberin giriş kapısının üzerindeki kitabede altın yaldızla Osmanlıca olarak, ‘Yıldırım Beyazıt Han tarafından hicri 804 (miladı 1399) yılında yaptırılmıştır’ ibaresi yer alıyor. Bursa kent merkezinde, Atatürk Caddesi üzerindedir.

Bugün sizlere Bursa Ulu Camisini yani Bursa’nın Kalbi’ni anlatacağım. İçersinde onlarca hikaye ve efsane olan Ulu camiyi kısaca anlatmak elbette mümkün değil. Ancak dilimiz döndüğünce ve efsaneleri bildiğimizde anlatacağız.

Bursa Ulu Cami, Osmanlı Devleti’nin merkezi olduğu yıllarda inşâ edilen ve günümüzde dahi ülkemizin en büyük camileri arasında yer alan bir yapıdır.
Bursa Ulu Camii 1396-1399 tarihleri arasında 4.Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazıt Han tarafından yaptırılmıştır. Sultan Yıldırım Beyazıt Han 1396 yılında, haçlılarla yapılan Niğbolu Savaşı öncesinde ‘Savaşı kazanırsak Bursa Şehrine 20 adet Cami yaptıracağım’ diye vaat etmiş, savaş sonrası aynı zamanda damadı olan Emir Sultan Hazretlerinin tavsiyesi üzerine 20 kubbeli tek büyük bir cami yaptırmaya karar vermiştir.

Bursa ulu cami

SOMUNCU BABA

Anadolu’ya; insan yetiştirmek ve insanlığa hizmet etmek için gelen Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretleri, Osmanlı Devletinin o zamanki başkenti ve payitahtı olan Bursa’ya yerleşmiştir. Helal kazanca büyük önem veren Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri manevi kimliğini de gizlemek amacıyla günümüzdeki Molla Fenari Mahallesinde “Ekmek Fırını” inşa etmiş, ekmek yaparak insanlara somun dağıtmaya başlamış aynı zamanda da talebelerini yetiştirmiştir. Derler ki Ekmekçi koca nın hamuru sonsuzdur ve hiç bitmez.

Bursa Ulu Camii Ne Zaman Açıldı?

Osmanlı Devletinde camilerde ilk hutbe padişah adına devrin manevi büyükleri tarafından yapılırdı. İlk hutbe görevi kendisine verilen Emir Sultan Hazretleri, ‘BENDEN DAHA DERİNDİR’ diyerek, devrin en büyük maneviyat önderi olarak Somuncu Baba yı işaret etmiş ve hutbe okuması için rica etmiştir.

Manevi sırrını daima gizleyen Şeyh Hamid-i Veli Ulu Cami’de (Somuncu Baba) ilk hutbeyi irşad etmiştir. Hutbede Kur’an-ı Kerim’in açılış suresi olan Fatiha Suresi’nin 7 farklı işâri tefsirini yapmıştır. Somuncu Baba olarak bildikleri kişinin büyük bir manevi önder olduğunu fark eden cami cemaati Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerine büyük bir sevgi ve aşk göstermiştir. Manevi sırrı ortaya çıkan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri Ulu Camii’nin açılışı sonrasında (ne yazık ki ) Bursa’dan ayrılmıştır. Bursa Ulu Camii’nin ilk imamı ise mevlidi kaleme alan ve hayatının sonuna kadar Ulu Camii’de imamlık yapacak olan Süleyman Çelebidir. İlk müezzini ise Aziz Mahmut Hüdayi Hazretlerinin Hocası olan Üftade Hazretleri olmuştur. Bu değerli büyüklerde başka günlerin konusu olsunlar.

2215 metrekare alanı kaplayan Bursa Ulu Cami, her biri dörder kubbeli 5 bölümden oluşmaktadır. Hemen hemen eşit büyüklükteki 20 kubbesinin ortasındaki kubbe açık olarak inşa edilmiştir.
2 minaresi bulunan caminin batıdaki minaresine iki ayrı yol ile çıkılmaktadır. Batı minaresi Ulu Cami’nin inşaatı ile birlikte yapılan minaredir. Doğu minaresi ise kaidesinin oturacağı yerde Emir Han’ın ahırları bulunduğu ve bu yer Orhangazi Vakfına ait olduğu için cami inşaatı ile birlikte yapılamamıştır. Bu minare daha sonraki yıllarda Çelebi Mehmet Han tarafından yaptırılmıştır. Bu gecikme Yıldırım Beyazıt Han’ın hukuka saygıdaki hassasiyetini gösteren bir hadisedir.

KABE ÖRTÜSÜ ULU CAMİDEDİR

Minberin sağ tarafında yüksekçe bir yerde asılı duran siyah örtü, Kabe kapısının örtüsüdür. Mısır Seferi’nden sonra halife olan Yavuz Sultan Selim Han, Mekke’de Kabe’nin örtüsünü İstanbul’dan gönderilen yeni örtü ile değiştirmiştir. Yavuz, eski örtüyü ise Bursa’ya getirtip Ulu Cami’ye hediye etmiş ve kendi elleri ile taşıyıp asmıştır.

Saf altın iplik ile üzerine ayetler işlenmiş bu örtü, yüzyıllar boyu kararmadan kalmıştır; ancak yapılan bazı hatalı restorasyonlar sonucu caminin rutubet alması üzerine işlemeleri dökülmüş olduğundan günümüzde ayetler ancak parlak ışık altında görülebilmektedir.

Bursa Ulu Camiinin dikkat çeken özelliklerinden bir tanesi de içerisinde havuzlu bir şadırvanın yer almasıdır. Üzeri açık olarak inşa edilen orta kubbenin altında havuzlu ve 16 köşeli olarak inşâ edilmiş bu şadırvan hakkında çeşitli hikâyeler anlatılmaktadır. ŞADIRVAN NEDEN YAPILDI? Ulu Camiinin bulunduğu mevkide karar kılınır. Söz konusu arsa üzerinde evi, bahçesi olanlara başka yerden muadil yer verilir. Hatta ceplerine birkaç kese altın sıkıştırılır, gönülleri hoş edilir. Ancak yaşlı bir kadıncağız bir “Evim de evim” feryadı tutturur. Değerinin fevkinde ücretlere omuz silker¸ bütün tekliflere “Olmaz” der. Önce vezirler¸ sonra bizzat Sultan¸ kadının ayağına gider¸ ikna etmeye çalışırlar. Ama o direnir.

Sultan Bayezid caminin yerini sevmiştir. Hiç hesapta olmayan pürüz canını sıkar. Hatta divanı toplar¸ çözüm yolu arar. Kadılar “Mal onun değil mi?” derler¸ “Satarsa satar¸ satmazsa satmaz!” Meclis çaresizlik içinde dağılırken Bayezid’in aklına damadı gelir. Emir Sultan‘ı bulur meseleyi anlatır. Mübarek sadece tebessüm eder:

-Acele etme¸ der¸ bir gecede neler değişmez?

İhtiyar kadın o gece rüyasında mahşer meydanını görür. Annenin çocuğundan kaçtığı bir dehşet anıdır. Kalabalıkta korkunç bir azap endişesi vardır. O arada bir dalgalanma olur. İnsanlar âlemlere rahmet olarak yaratılan Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in yanına koşarlar. Şefaat deryasına Kadıncağız da niyetlenir¸ ama bırakın yürümeye¸ kıpırdamaya mecali yoktur. Ayakları vücudunu taşıyamaz¸ ıstırapla yerleri tırmalar. Elinden kaçan büyük fırsat ciğerini dağlar. Feryat figan ağlamaya başlar. İşte tam o sırada Emir Sultan’ı görür:

–Herkes cennete gitti¸ der¸ ben bir başıma kaldım burada!

Mübarek o gönül ferahlatan tatlı sesiyle sorar:

–Kurtulmak istiyor musun?

Kadın nefes nefese cevap verir:

-Hiç istemez miyim?

–Öyleyse Sultanımızı üzme!

Ertesi gün kadın ayağı ile gelir¸ evini verir. Üstelik önüne konulan ücreti de bağışlar camiye. Bazıları bu kadının gayri müslüm olduğunu da sonradan müslüman olduğunu da anlatırlar.

EN ÇOK HAT

Bursa Ulu Camiinde, Hüsn-i Hat sanatı da eserin en belirgin özelliklerindendir. Günümüzde Ulu Cami’de 21 hattat tarafından yapılmış 45 levha, 87 duvar yazısı bulunmaktadır.

VAV HARFİ VE SIRRI

Ulu Cami’nin duvarlarında yer alan “Vav harfi” de ayrıca bir öneme hâizdir. Buradaki Vav Harfi tezhip sanatı ile süslenmiş ve ucuna lâle motifi işlenmiştir. “Lale” süsleme sanatında Allah’ı (c.c.) sembolize etmekte, Vav harfi ise Allah’ın “Vahid” ismini ve birliği simgelemektedir.

HIZIR ALEYHÜSSELAM, HERGÜN NAMAZA GELİR

Bursa’da halk arasında Hızır Aleyhisselam’ın bu vav harfinin önünde namazını önünde kıldığı rivayeti oldukça yaygındır. Ve VAV Harfinin önündeki saflar her zaman doludur.
Somuncu Baba Hazretleri caminin yapıldığı sırada buraya gelir ve işçilere hayrına somun dağıtır dua ve himmet eder. Somuncu Baba Hazretleri bir gün yine ekmek dağıtırken Hızır( a.s)’ın orda olduğunu fark etmiş kolundan tutup ‘senin her gün burada namaz kılmanı istiyorum ‘ demiştir. Allah’a naz ve niyazı geçen bu büyük velinin isteğine karşı Hızır (a.s.)her gün geleceğine dair söz vermiş. Ama oda bir istekte bulunmuş ve ‘hangi vakit geleceğim bana kalsın’ demiştir. Bunun üzerine Hızır (a.s) Ulu Camideki vav harfinin önünde her gün gelip bir vakit namaz kılmaya başlamıştır.

Bursa ulu cami

MİNBER DE EVREN İŞLİ

Bursa Ulu Cami bütün yönleriyle bir sanat eseri olmasının yanında özellikle sert ceviz ağacından, çivi ve yapıştırıcı malzemesi kullanılmadan geometrik parçalar birbirine geçirilerek yapılan minberi gerçek bir şaheserdir. Minber, Kündekari tekniği ile Antepli Hacı Mehmed bin Abdülaziz ed-Devvaki tarafından yapılmıştır.
BU minberin her iki yüzünde de şaşırtıcı şekilde birer evren krokisinin varlığını günümüz bilim adamları ve araştırmacılar yakın zamanda fark etmişlerdir.
Minberin Doğu yakasında (mihraba bakan yüzünde) Güneş Sistemi¸ Batı yakasında ise Galaksi Sistemi yer alırken evrenin kül olarak tasvir edildiği ifade edilmektedir. Şekillerle ilgili araştırmalar yapan uzmanlar¸ bu tip eserlerde “Alan süsleme motiflerinde simetri yoksa mutlaka bir mesaj vardır.” İlkesinden yola çıkarak¸ incelemelerde, minberin mihraba bakan yüzünde güneş sisteminin tasvir edildiğini ifade etmişlerdir.
Uzmanlar¸ yine kündekârî sanatının bir özelliği olan parçaların birleşmesiyle oluşan çukur kanal çizgilerinin de gezegenlerin yörüngesini temsil ettiğini söylemektedir. Bu yüzeyde yer alan bir başka gizem ise serpiştirilmiş hâlde yıldız motifleri yer alması ve bunların içinde kuyruklu yıldızların da bulunmasıdır. Uzmanların dikkat çektiği en önemli detaylardan biri de¸ Plüton gezegeninin tek başına ayrı bir platformda ve bir açı farkı ile gösterilmiş olmasıdır. Bilindiği üzere güneş siteminin aynı düzlem üzerinde olan ilk 8 gezegeninin aksine Plüton ayrı düzlemde dolanmaktadır.

Minberin Batı cephesinde ise 7 adet galaksi formatı tespit edildiğini söyleyen araştırmacılar¸ galaksi platformlarının 5 ayrı renkte sedef kakma ile gösterildiğini söylemektedir. Mİnber, 6666 adet abanoz ağacı parçasından oluşmuştur. Bu rakamda halk arasında yaygın inançla Kur’an’ı Kerim’deki ayet sayısına denk gelmektedir.

Yorum yapın