Anasayfa » KİM KİMDİR » Gaffar Okkan’ın Hikayesi

Gaffar Okkan’ın Hikayesi

Gaffar Okkan kimdir,
Gaffar Okkan’ın Hikayesi

Gaffar Okkan’ın hikayesi Diyarbakır’ın Gaffar babası

Geçen yıl bir taksiye bindim. Taksi şoförü Diyarbakırlıymış. Muhabbet bir yerde Gaffar Okkan’a geldi, şoförün gözleri oldu. “Gaffar baba Diyarbakır’dayken ben orada esnaftım. Bizim babamızdı” dedi. Gözleri doldu. İneceğim yere geldiğimde, “Sen Gaffar babayı biliyorsun senden para almam” dedi. O an anladım; yıllar geçmiş olsa da daha yıllar geçecek olsa da Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın izi hiç silinmeyecekti.

Gaffar Okkan’ın hikayesi

Akşama doğruydu, polis telsizlerine bilgi geldi, saldırıya uğramışlardı. Haberi alan polislerden biri “3310’a bir şey oldu mu” diye sordu. 3310 Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın telsiz koduydu. O saldırıda Gaffar Okkan hayatını kaybetti. Olay yerine gelenler enkaza dönmüş makam aracını, 469 kalaşnikof mermisini ve yerde yatan altı şehit polisle karşılaştılar.

Ali Gaffar Okkan 24 Şubat 1952 yılında Hendek’te doğdu. Henüz kısa pantolonla dolaştığı yaştaydı ama o zaman da polis olmak istiyordu. 15 yaşındayken polis kolejine girdi, ardından polis akademisine devam etti. İlk görev yeri İzmir’di. O artık komiser yardımcısıydı. 1.5 yıl sonra terörle mücadele şubesine geçti. 12 Eylül’ün yaklaştığı zamanlardı. Polisler bile sağcı ve solcu olarak ayrılmıştı.

1983’de tayini Şanlıurfa’ya çıktı. 12 Eylül Darbesi’nin etkisi sürüyordu. Fakat Okkan ve ekibi beş faili meçhul cinayeti üç ay içinde aydınlattı. Üç yıl sonra tayini bu kez Eskişehir’e çıktı. Polislerin sosyal hayatta da, sporda da başarılı olmasını istiyordu. Ona göre polis halktan ve hayattan uzak duramazdı. Beraber çalıştığı ekip arkadaşlarını da hep bu bakış açısıyla yönlendirdi.

1991 yılında tayini Kars’a çıktı. Faili meçhullerin ardı arkasının kesilmediği bir yıldı ve Okkan artık Emniyet Genel Müdürü’ydü. Gaffar Okkan iyi bir emniyet müdürünün yazılı görev tanımına tutsak olmaması gerektiğine inanıyordu. Kars’ta da bu öğretisiyle görev yaptı.

1997 yılında bu kez Diyarbakır’a tayini çıktı. Okkan bunu bir fırsat olarak gördü. O dönemin en sıkıntılı şehirlerinden birinde fark yaratırsa hayalini kurduğu İstanbul’a atanabilirdi. Fakat Diyarbakır, Okkan’ın son görev yeri oldu.

Okkan Diyarbakır’da fark yaratmaya ilk günden başladı. İl Emniyet Müdürlüğü’nü dağıttı, artık Diyarbakır’ın en tehlikeli mahallelerinde bile emniyetin binası olacaktı. MOBESE sözcüğünü kimse bilmezken Diyarbakır sokaklarına kameralar kurdurdu. Okkan, göreve başlamadan önce Diyarbakır’daki kadın polisler emniyet binasından pek çıkmazdı. Okkan kadın polislerin sokağa çıkmasını sağladı. Polislere halktan uzak durmamaları emrini verdi. Bu polisler için bir ilkti.

Sıradan bir amir değildi. Bunu polisler anlamıştı, sıra halktaydı. Diyarbakır esnafıyla sıcak ilişkiler kurdu. Her hafta onları ziyaret etti, telefon numarasını “bir derdiniz olursa arayın” diyerek herkese verdi. Önünde ceket iliklenmesine karşı çıktı. Çocukları çok sevdi. Diyarbakır halkı ilk ve belki de son kez böyle bir emniyet müdürüyle tanıştı.

Okkan Diyarbakırspor’u es geçmedi. Üçüncü lige düşürülmek istenen Diyarbakırspor’un toparlanmasını sağladı. Neredeyse her maçı izliyor, saha kenarında futbolculara tezahürat yapıyordu. En büyük hayali Diyarbakırspor’un 1.lige çıkmasıydı.

Yorum yapın