Anasayfa » İSLAM ANSİKLOPEDİSİ » İslamda Çocuk Terbiyesi

İslamda Çocuk Terbiyesi

İSLAMDA ÇOCUK TERBİYESİ

Bismillahirrahmanirrahim.
Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği sayısız nimetlerden birisi de gönül meyvelerimiz ve ciğerparelerimiz olan evlatlarımızdır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’inde2.,  Rasulullah (s.a.v.) da hadis-i şeriflerinde bizlere birçok nasihatte bulunmuş, güzel örnekler sunmuştur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) çocuğa gösterdiği özeni ana rahmine düşmeden evvel başlatır3, doğum ile de devam ettirirdi. Yeni doğan bir çocuğun kulağına ezan okur, güzel bir isim verir, akika kurbanı keser, başını tıraş ederek saçlarının ağırlığında gümüş tasadduk eder, onlar için hayır duada bulunurdu4.
Efendimizin çocuklarla olan bu ilgisi hayatın diğer alanlarında da devam ederdi. Bazen çocuklar onun yanına gelir, bazen de o çocukların yanına giderdi. Bu, kimi zaman onlara olan özlemin giderilmesi, kimi zaman bir ziyaret, kimi zaman da onların bir ihtiyacı için olurdu. Rasul-i Ekrem (s.a.v.) çocukları bağrına basar, öper, omzuna çıkarır, sırtına alır, bineğine bindirir, sofrasına çağırırdı5. Hatta sokakta çocukların oyununa katılırdı. Onları temiz olmaya teşvik eder, sır saklamayı öğretirdi6. “Evladım! Elinden gelirse hiçbir zaman kimseye karşı kin ve düşmanlık besleme” diyerek çocuklara kin ve düşmanlık beslememeyi öğrettiği gibi,  onları başkasının hakkına tecavüzden de sakındırırdı7.  Evladım! Evine girdiğin zaman evde bulunanlara selam ver. Bu hem sana, hem onlara bereket getirir8” buyurarak çocuklara evlere giriş adabını da öğretirdi. Sohbet toplantılarında çocuklara da yer verir, onları beraberinde davetlere ve hasta ziyaretlerine9 götürürdü. Çocukları iş başarmaya alıştırır, ilim öğrenmeye özendirirdi. Rasulullah (s.a.v.), kız çocuklarına ayrı bir önem verir, onların yetiştirilmeleri ve himaye edilmelerini özel olarak teşvik ederdi. Nitekim bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur: “Kimin üç kız kardeşi yahut iki kızı, yahut iki kız kardeşi olur da onlara güzel davranır, onlar hakkında (yani onlara kötülük etmemek konusunda) Allah’tan korkarsa cenneti kazanmış olur.”10
Rasulullah (sav)’in asr-ı saâdeti iman, ahlak, edep, ilim ve amel üzerine kurulmuştur. Bizler de onun kurduğu ve yaşadığı asr-ı saâdeti yeniden kurmak ve yaşamak; onun nâil olduğu dünyevî ve uhrevî nimetlere nâil olmak istiyorsak, çocuklarımıza onun gibi davranmak, onun gibi örnek olmak zorundayız. Geleceğimiz olan evlatlarımızın zihinlerini ilim, gönüllerini maneviyat, hayatlarını edep ve ahlâk ile süslemeli, hayatın her alanında başarılı olmayı öğretmeliyiz.
Ulu Rabbimiz cümlemize, ahlâklı, faziletli, hayırlı ve başarılı nesiller ihsan eylesin!
[1] İbn Mace, Sünen, Edeb, 2.
[2] Kehf, 46; Ahzab, 21.
[3] Buhari, Be’dü’l-halk, 11.
[4] Buhari, Buyu, 49; Tirmizi, Udhiyye, 15, 18; Ebu Davud, Edeb, 61;
 [5] Demir, Bekir, Hz. Peygamber ve Çocuk Eğitimi, İst., 2002, s. 40.
[6] Müslim, Fedâilü’s-sahabe, 145; Ebu Davud, Tereccül, 12.
[7] Tirmizi, İlim, 95; Ebu Davud, Salat, 26.
[8] Tirmizi, İsti’zan, 10.
[9] Buhari, İlim, 14; Buyu’, 30; Buhari, Merdâ, 15.
[10] Tirmizi, Birr, 13.

Yorum yapın