Anasayfa » EĞİTİM » Kazanmak için Günde Kaç Soru Çözülmedir ?

Kazanmak için Günde Kaç Soru Çözülmedir ?

Sayfanın Konusu ; günde kaç soru çözmeliyim 5. sınıf,günde kaç soru çözmeliyim tyt,günde kaç soru çözmeliyim 7. sınıf,tyt öğrencisi günde kaç soru çözmeli,günde kaç soru çözmeliyim 8. sınıf,yks öğrencisi günde kaç soru çözmeli,günde kaç soru çözülmeli tyt,derece icin gunde kac soru,

Günde kaç soru çözülmeli

Başarılı , hedefimize ulaşmak için Günde Nekadar Soru çözmek mantıklıdır ?

Sınavlara hazırlanan öğrenciler ve onları hazırlayan kişiler arasında çok popülerdir bu soru. Hazır reçete uygulama meraklıları cumhuriyetinden gelenler, karşılarına çıkan ilk bilirkişiye bunu sorarlar. Kendi kapasiteleri, neyi ne kadar bildikleri, ne kadar yapabildiklerinin hiçbir önemi yokmuşçasına tek merak ettikleri günde kaç soru çözmeleri gerektiğidir.

Cevap verenler de artırır da artırır. Sanılır ki, en çok sayıyı söyleyen en iyi bilendir. 300 olsun! Hayır 500! Olur mu canım, en iyisi günde 1000 SORU! Bi tanıdık vardır hep, ökküz gibi çalışmıştır afedersin, yememiştir içmemiştir ve uyumamıştır. Şu an Hacettepe Tıp’tadır. O, günde 1500 sorunun altını görmemiştir.

Bu durumdan yapılan çıkarımlar:

1) Günde 1500 sorunun altında kalanlar Hacettepe Tıp kazanamazlar.
2) Günde 1500 soru çözen herkes Hacettepe Tıp kazanabilir.

O zaman haydi hep beraber günde 1500 soru çözelim! Başarı pes etmemektir: Kan, ter ve gözyaşıdır! Hııaaaaaa!

?

Benim aklımaysa şu sorular geliyor:

1) Bu çocuk gerçek midir?
2) Bu çocuk gerçekse, hayatında kaç kere gerçekten günde 1500 soru çözmüştür?
3) Bu çocuk gerçekse ve gerçekten günde 1500 soru çözmüşse şu an akıl sağlığı ne durumdadır?

Kan değerleri ne haldedir? Ve daha da önemlisi: Bu çocuk Hacettepe Tıp istiyor muydu? Yoksa 2 sene sonra Hacettepe’de hocaların dersleri slayttan okuduğunu fark edip hayalkırıklığı yaşayacak mı?

Neyse, sorumuza gelelim.

Ben 1500 değil, 500’den açacağım bahsi.
Günde 500 soru çözdüğünüzü düşünelim.
Hadi, her konuda o kadar iyi olun ki ortalama dakikada 1 soru çözebilin. Saatte 60 soru eder. Toplamda 8 saatten fazla sürer hiç molasız.

E ne oldu konu çalışma? Yalan oldu. Çünkü konuyu çalışacak ne kafa kaldı, ne zaman kaldı. Bazı hocalar o kalmayan zamanı kaldırtmak için uykunuzdan ve kendinize ayıracağınız.

Zamanlardan feragat etmenizi söylerler. Dimi canım, başarı karşılığında bir şeylerden ödün vermeden kazanılmaz. Fakat nedense aynı hocaları mesai bittikten sonra iş başında görme şansımız yoktur. Az uyuyun derler, çok uyumak tavuklara ve kedilere mahsusmuş. Halbuki bilmezler ki uzun süre yetersiz uyuyan bir insanın bir süre sonra değil 500, 100 soru çözecek nöronu çarpıştıracak yaşam enerjisi kalmaz. Kendilerinden örnek verirler bir de. Çünkü kendileri süper sağlıklı, süper mutlu, hayattan süper zevk alan ve süper başarılı kişilerdir. Bunu söyleyince de “Kim bu kadar süper ki? Hayatta kim çok mutlu ki?!” diyorlar. Bence bu, 17-18 yaşındaki bir insanın şu hayatta dengeli şekilde sağlıklı-mutlu ve başarılı olma şansını daha şimdiden elinden çekip almaktır. Vay efendim gençlerimiz mutsuz, depresyon oranları arttı, antidepresan kullanma yaşı düştü! Acaba neden?

Bir taraf da eğitim sistemine sallar durur (yine aynı kişiler de vardır bu toplulukta) “Eğitim sistemi ezberci, çocuklar hiçbir şey öğrenmeden mezun oluyor, ezberleyip sınava giriyor, düşünme sistemleri gelişmiyor falan da filan…” E hocam, düşünmeye vakit mi bıraktın?

Dayadın 500 soruyu! Hadi mezunlar, evde çalışanlar biraz daha şanslı da okuldan saat 15:00’da çıkan çocuğun eve gelip hiçbir şey yapmadan direkt 500 soru başına oturması durumunda kalkma saati gecenin 23:00! Normalde 8-10 saat uyuması gereken bu çocuk o saatte yatıp 07:30’daki servisi yakalayacak en iyi ihtimalle. Servisle okula gelirken uyumak yerine mi düşünsün? Sen düşünebilmiş miydin? Düşünebilmiş olsan bu çocuğa günde 500 soru dayayan biri olur muydun?

Bugün adından bahsettiğimiz, hatta bırak adından bahsetmeyi, o çalışmanız gereken derslerde çalışmalarının sonucunu okuduğunuz insanlar hayatlarını 1, bilemedin 5-10 soruya adamış insanlar farkında mısınız? Tamam, siz cevabı var olan sorular üstünde uğraşıyorsunuz. Ve o soruların cevabını bulmak bir ömür almıyor. Fakat daha yeni öğrendiğin bir konuda bir soruyu gerçekten öğrenerek çözmek için o soru üzerinde düşünmen gerek. Bir insan olarak bundan daha doğal bir şey yok. Öğrenmen için düşünmen gerek. Düşünmen için vakit harcaman gerek. Karşına benzer bir soru çıktığında (eğer ki konu hakkındaki bilgin yeterli ve doğruysa) düşünme süren azalacaktır. Üstelik her soruyu ilk seferde doğru cevaplayamayacaksın. O sorunun doğru cevabına ulaşmak için de hem bir daha düşünmen, hem de bilgilerini kontrol etmen gerekli. Bunun için de zaman gerekli. Bunun da üzerine, bu yeni öğrendiğin şeyi unutmamak için zaman zaman kendine hatırlatman da gerekli ve tabii ki bu da zaman alıyor.

Sen bu kadar zamana ihtiyacın varken, tutup bu zamanı sadece soruyu okuyup bi şıkkı işaretleyip geçmeye adadığında ne düşünmeye, ne düzeltmeye ne de tekrar etmeye gün kalmıyor.
Üstelik her konu da bir diğeri kadar zor ya da kolay değil. Değişiyor. Kişiden kişiye bile değişiyor.

Reçete şu:

Bir soru üzerinde, aynı soru çıktığında yapabileceğin kadar zaman harcamalısın. Zamanının çoğunu sorudan evvel, konuyu anlamaya ayırmalısın. Konunu çalış. Çalıştığın yere kadar olan soruların ilkinden başla. Başka bir konuyu çalışmak için kendine ayırdığın saat gelene kadar kaç soru yapabiliyorsan yap. (Bir günü tek bir derse ayırmak sıkar. Sıkmıyorsa sen bilirsin.)

Ama illa ki kendine daha evvel çalıştığın konuları hatırlatacak da bir zaman ayırmalısın.

Örnekleyeyim: Matematikte Üslü sayı konusunu videodan (ya da okulda/kursta dersten) dinledim. Kitabımdan okudum. Önüme çıkan alıştırmaları da o esnada yaptım. 2 saatim var, 2 saat sonra Türkçe çalışmaya başlayacağım. Bu 2 saatte soru çözeceğim. Belki 3 soru çözerim belki 10, belki de 15. Ama öyle bir çözerim ki, düşünerek-kuralları yanına baştan baştan yazarak. Yarın o çözdüğün sorunun benzerini gördüğümde hatta farklısını gördüğümde mantığını kurmayı başaracak kadar geri dönüş yaparak.

2 saat sonra Türkçe videomu açtım. İzledim ve kitabımdan takip ettim. Notlarımı aldım. Alıştırmaları yaptım. 2.5 saatimi aldı. 45dk zamanım var. 45dk sonra tekrara başlayacağım. 45dk’da da yine aynı azimle çözdüm bu yeni konunun sorularını. Arada TDK sitesinden farklı kullanımlara baktım. Aklıma takılan şarkıdaki kuralları filan bile düşündüm. Güldüm. 45dk sonra erdi. Artık tekrar zamanı. Dün Geometri ve Tarih çalışmıştım. 1 saatimi daha evvel çözemediğim eski geometri ve tarih konularını okumaya ve varsa çözemediğim ya da çözerken tökezlediğim soruları yapmaya ayırıyorum. Bitti. Artık dizimi izleyebilirim. Oh çok şükür. Kaç soru çözdüm?

Bilmem? Kimi gün 10 kimi gün 55-60… Konularda iyileştikçe sayı artıyor. Gün gelecek, çalışacak konu kalmayacak. Gün boyu eski konularımı tekrar edip edip soru çözmeye devam edeceğim. Bir gün 300-400’ü görürüm belki. Sınav günü benden maksimum 160 dakikada 160 tanesini çözmem bekleniyor.

Belki hepsini çözemeyebilirim, vaktim yetmeyebilir ama biliyorum ki çözeceklerimin doğruluğundan emin olacağım. Günde 500 soru çözüp çok soru çeşidi gören arkadaşım da ben de sınav günü gelen soruyu ilk kez göreceğiz. O bu çeşit bir soruyu görmediyse çözemeyecek, bense mantığını biliyorum-güzel soru seçmişler-düşünmeyi öğrendim. Ben yapacağım. O artık boş mu bırakır, sallar mı bilemiyorum. Zaten de bane na?

“Kazanmak için Günde Kaç Soru Çözülmedir ?” üzerine 3 yorum

Talha için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et