Anasayfa » İSLAM ANSİKLOPEDİSİ » Müslüman işini Güzel ve Sağlam Yapandır

Müslüman işini Güzel ve Sağlam Yapandır

MÜSLÜMAN İŞİNİ SAĞLAM
VE GÜZEL YAPAR
islamda işini sağlam yapmak
islamda işini sağlam yapmak

Yüce Rabbimiz, “İşinizi güzel yapın; Allah işini güzel yapanları sever”1 buyuruyor. İyi işler yapmak ve yaptığını güzel yapmak, dinimizde “ihsan” kelimesiyle ifade edilir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (sav), “İhsan nedir, yâ Resûlallah?” sorusuna, “Allah’a, O’nu görüyormuş gibi kulluk etmendir; çünkü sen onu görmesen de O seni görüyor”2 şeklinde cevap vermiş; böylece işlerimizi, yüce Allah’ın görüp gözettiğine dikkatimizi çekmiştir.

Dinimiz, hayırlı ve yararlı işleri Allah’a ibadet olarak değerlendirmekte, işimizi önemseyip güzel ve sağlam yapmamızı emretmektedir.
İşlerini kötü ve çürük yapanların kendilerine, ailelerine ve toplumumuza ne büyük zararlar verdiklerini deprem gibi, trafik kazaları gibi acı olaylarda görüyoruz. Hem ağır bedeller ödüyoruz hem de bu çağda dünyaya karşı mahcup oluyoruz.
Oysa Resûl-i Ekrem Efendimiz, “Allah her şeyde ihsanı farz kılmıştır”3 buyurarak, insanın güzel işler yapmasını, yaptığı işi ve görevi güzel ve kaliteli yapmasını istemektedir. Başka bir hadisi şeriflerinde de “Yüce Allah, yaptığınız işi sağlam ve iyi yapmanızdan hoşnut olur”4buyurmaktadır. Aslında, yaptığını güzel ve sağlam yapmak sorumluluk sahibi, mesleğine saygılı, onurlu ve haysiyetli kişilerin özelliğidir. Yüce dinimiz baştan savma işleri Müslümanın kişiliğine ve saygınlığına asla yakıştırmamıştır. İnançta sağlamlık, davranışta samimiyet, alış verişte doğruluk, sanatta incelik, yapılan her türlü işte kalite ve dürüstlük dinimizin emrettiği güzelliklerdendir.
Bize emanet edilen her iş kul hakkıdır, değerli müminler… Çünkü iyi yaparsak insanlar bundan faydalanacak, kötü yaparsak zarar görecek. “Müslüman, eliyle ve diliyle başka Müslümanlara zarar vermeyen kişidir.” Böyle buyuruyor Peygamber Efendimiz… Sırf “saatini doldurma” anlayışla yapılan baştan savma işlerden insanlar zarar görmektedirler. Dolayısıyla bu şekilde elde edilen kazançlar da helal sayılmamaktadır. İlim adamı ilmî çalışmasında, tüccar ticaretinde, işçi tezgâhında, kamu görevlisi görev mahallinde, velhasıl hepimiz kendi işimizde dinimizin, aklımızın ve vicdanımızın razı olacağı şekilde davranmak zorundayız. Aksi halde bunun zararını daha bu dünyada görmekteyiz, görüyoruz da…
Değerli Kardeşlerim!
İş hayatıyla ilgili kurtarıcı prensipler getiren dinimiz, her işi ehline vermemizi de emretmiştir. Sevgili Peygamberimiz (sav) “İş, ehil olmayana verildiği zaman kıyameti bekleyiniz’’5 buyurur. Bu hadis açıkça, ehliyetsiz kimselere yaptırılan kötü ve yanlış işlerin bir toplum için çöküş olacağını göstermektedir.
Yüce Rabbimiz buyuruyor ki:
İman edip iyi işler yapanlara gelince, elbette biz işi iyi yapanların ecrini zayi etmeyiz.’’6
Allah’ın iyi işler yapanlara vaad ettiği bu ecir, dünyada huzurlu bir hayat, ahirette de ebedi saadet ve cennet olacaktır.
Yüce Rabbimiz cümlemize, hayırlı bir ömür sürmeyi, helalinden kazanmayı, kazandıklarımızı kendi rızasına uygun yerlere harcamayı nasip eylesin.

Yorum yapın