Anasayfa » BİLGİ ANSİKLOPEDİSİ » Özdemir Asaf Lavina Şiirini Kime Yazmıştır ?

Özdemir Asaf Lavina Şiirini Kime Yazmıştır ?

Özdemir asaf lavina şiirini kime yazmıştır,özdemir asaf lavina şiiri ,lavina nedemektir

Lavina anlamı ;Aşk şiirler ,iLavinia, muhteşem zarif bir çiçektir, nam-ı diğer ölüm çiçeğidir. Bir diğer anlamı da “Hayalimdeki muhteşem sevgili“dir.

Özdemir asaf lavina şiiri

Özdemir Asaf’ın Ünlü Lavinia Şiirinin Bilinen Hüzün Dolu Hikayesi

Usta şair Özdemir Asaf‘ın ünlü Lavinia şiirinin de hüzünlü bir hikâyesi bulunuyor.

Lavinia, Özdemir Asaf‘ın okul yıllarında âşık olduğu bir kıza yazdığı şiir olarak bilinir. Öyledir de. Karşılıksız bir aşkı anlatır

Şair, Lavinia şiirini yazdıktan sonra şiir yarışmalarından birine göndermeye karar verir ve şiirinin beğenilmesiyle birlikte yarışmayı birincilikle kazanır.

Sonuçlar açıklandıktan hemen sonra şairden şiirini kürsüde okuması istenir. Özdemir Asaf bu teklifi geri çevirmez. Salondaki misafirler arasında Asaf’ın âşık olduğu kız da vardır ve salonu terk ettiği söylenir.

Özdemir Asaf’ın büyük bir tutkuyla âşık olduğu ve karşılık alamadığı kişi Mevhibe Meziyet Beyat’tır.

Özdemir asaf aşık olduğu lavina alı şiir yazdığı hanım

Ancak Mevhibe Hanım’ın Özdemir Asaf’a karşı en ufak bir ilgisi yoktur. Asaf’a yıllar sonra dillere destan olacak bir şiir yazdıran bu aşk, karşılıksız ve umutsuzdur.

Mevhibe Hanım’ın gönlünde ise bir başkası; ressam olan hocası Edip Hakkı Köseoğlu vardır.

Ve bir de usta gazeteci İlhan Selçuk. Ancak İlhan Selçuk o yıllarda hareketli bir gençlik yaşamaktadır ve Mevhibe Hanım’a göre biri değildir.

En sonunda Mevhibe Hanım’ın dünyaevine girdiği kişi oyuncu Öztürk Serengil olur. Ancak evlilikleri uzun ömürlü olmaz ve ayrılırlar.

Mevhibe Hanım’ın en yakın dostları arasında olan Melda Kaptan, arkadaşına olan bu yoğun ilgi hakkında şunları söylemiştir:

“Korkunç bir sezgi gücü vardı Mevhibe’nin. Yüzünüze bakar bakmaz, sizi tanır, anlar, ruhunuzun en derin köşelerine kadar kavrardı. Küçücük bir bakıştan, mimikten, jestten tüm karakter haritanızı çıkarabilirdi. Özdemir Asaf bu yüzden ona ‘Öldürmekten daha beter anlıyorsun insanı’ demişti. Çok keskin gözleri vardı.”

Ve talih, Özdemir Asaf’la Lavinia’yı hiçbir zaman bir araya getirmemiş, yalnızca şiirde ve şairin yüreğinde yaşatmıştır.

LAVİNA ŞİİRİ

Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.


Bir çiçek düşünün ki, adı ölümle anılsın ve “ölüm çiçeği” olarak adlandırılsın. Çiçeğin adı; Lavinia.

Lavinia! Ölüm çiçeği,Titus adlı Romalı generalin bahtsız kızı, Özdemir Asaf’ ın platonik aşkına yazdığı ünlü şiiri ve Hilmi Yavuz’ un “Lavinia İçin Sonnet” i. Meğer, ne çok hikayesi varmış bu güzel çiçeğin. Araştırdığımda öğrendim. Hikayeler farklı olsa da sonları aynı: Mutsuzluk ya da ölüm. İşte güzel Lavinia’nın hikayesi:

“Roma İmparatorluğu’nun baş kumandanı Titus Andronicus’un kızıydı Lavinia..
Dünyalar güzeliydi..
Babasının aksine hayat doluydu..
Öldürmeyi değil, yaşatmayı severdi..
İyi kalpliydi, yardımseverdi, merhametliydi..
Titus’un savaşta olduğu birgün, düşmanları Tamora’nın iki oğlu tarafından tecavüze uğradı..
Haber Roma’ya tez yayıldı..
Titus savaştan döndükten sonra kızını kendi elleriyle öldürdü..
Şehrin uzağında bir tepeye gömdü..
Aylar sonra mezarının üzerinde bir çiçek çıktı..
O çiçeğe de Lavinia dediler..
Ölüm çiçeği demekti.
Ya da Misk çiçeği.
Bazı yörelerde yavşan otudur adı.

*  *  *
Her çiçek bir kelebektir aslında..
Kelebeği yaşatan çiçektir..
Çiçeği çoğaltan da kelebek..
Çiçeksiz yerde kelebek olmaz..
Kelebeksiz yerde çiçek çoğalmaz..
Çiçeğin üzerine konan kelebek, aynı zamanda tat alma organı olan ayaklarıyla balözünü test eder..
Tadı hoşuna giderse, kıvrımlı hortum şeklindeki ağzını uzatarak o balözünü emer..
Özellikle mavi kelebekler çok seçicidir..
Her çiçeği emmezler..
Onlar en çok Lavinia’nın(ölüm otu) balözünü severler..” *


Düşünüyorum da “mavi kelebekleri” çok sevmemin, doğada yürürken onları görebilmek için algılarımı açık tutmamın bu öyküsünü bildiğim Lavinia ile ilgisi olabilir mi? diye..
Sonra Hilmi Yavuz’un şiiri gelir aklıma: “sana yas değil elbet, yaz yaraşır lavinia”  dizeleri ve ölümü düşünmeyi ertelerim bir başka sonbahara..

LAVİNİA İÇİN SONNET

“sana da yas yaraştığı söylenir, öyle değil!..
birden bir dal kırılır, hani düşer ya suya,
sen o akarsusun…akma!..kendine eğil,
orda gördüğün dalı, ey solgun Lavinia,
sanki tanır gibisin…belki eski yerinden
göçmüş bir yaz sözünde unutulan zakkumu
usulca büyüttündü, akarak ta derinden;

anımsa, öpüşlerdeki taşı, çakılı, kumu…

nerde bir yaz olduysa o dalı taşır şimdi;
ah! al götür, al götür…bırakma bir kuytuda;
sen onu bıraktıkça ona yaraşır şimdi
yas… ansızın köpüklerle sevişen bir duyguda…

kırık…o yaz aynalarda durulsun diye güya
sana yas değil elbet, yaz yaraşır lavinia…”

Hilmi Yavuz

Yorum yapın