Anasayfa » Genel » Türk Sinemasının İlkleri Ve 1914-2000 Arası Gelişimi.

Türk Sinemasının İlkleri Ve 1914-2000 Arası Gelişimi.

Türk Sinemasının İlkleri Ve 1914-2000 Arası Gelişimi.

Lumière Kardeşler’in Bir Trenin La Ciotat Garına Varışı’nı Anlatan L’arrivée D’un Train En Gare De La Ciotat Filminin, 29 Aralık 1895’Te, Paris’teki İlk Gösteriminden Yaklaşık Bir Yıl Sonra, Bir Alman Yahudisi Olan Sigmund Weinberg Tarafından İstanbul Galatasaray’daki Bir Birahanede Gösterilmesiyle Türk Toplumu Sinemayla Tanışmıştır.

Türk Sinemasının Başlangıç Tarihi Resmi Olarak 14 Kasım 1914. İlk Türk Filmi Olarak Kabul Edilen Ve Yedek Subay Fuat Uzkınay Tarafından Çekilen Ayestefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı Adlı Tarihi Belgeseldir. Ancak Kimilerine Göre Balkanlı Kimilerine Göre Yunan Kimilerine Göre İse Makedon Sayılan, Gerçekte Osmanlı Tebaası Olan Manaki Kardeşler’in 1905’Te Çektikleri Yün Eğiren Kadınlar Yapımı Bazı Sinema Tarihçileri Tarafından İlk Türk Filmi Olduğu Öne Sürülmektedir.

1915’Te Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın Emriyle Kurulan Merkez Ordu Sinema Dairesi’nin Başına Türkiye’de Sinemayı Tanıtma Konusunda Büyük Katkıları Olan Sigmund Weinberg, Yardımcılığına Da Fuat Uzkınay Getirildi. Sigmund Weinberg Dönemin En Çok Tutulan Tiyatro Oyunu Leblebici Horhor’u Çekmeye Başladıktan Bir Süre Sonra, Oyuncularından Birinin Ölmesiyle Film Yarım Kaldı. İkinci Öykülü Filmi Olan Himmet Ağanın İzdivacı Da Oyuncuları Çanakkale Savaşı’nda Askere Alınınca Çekilemedi. Fuat Uzkınay Filmi Savaştan Sonra Tamamladı.

Öykülü Filmlerin Çekimi 1917 Yılında 20 Yaşlarında Bir Gazeteci Olan Sedat Simavi’nin Çabalarıyla Gerçekleşti. Sedat Simavi’nin Yönetmenliğini Yaptığı Pençe Ve Casus Türk Sinemasında Yarım Kalmadan Çekilen İlk Öykülü Filmleridir. Hangisinin Önce Çekildiği Tartışma Konusudur.

Sansürlenen İlk Türk Filmi; Mürebbiye (1919)
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Aynı Adlı Eserinden Uyarlanan Filmin Yönetmeni Ahmet Fehim’dir. Anjel Adlı Fransız, Bir Konakta Mürebbiye (Dadı, Bakıcı) Olarak İşe Alınır. Kısa Sürede Cazibesiyle Konağın Sahibinden Aşçısına Kadar Herkesi Parmağında Oynatmaya Başlar… Filmin Sansürlenme Sebebi De İlginçtir. Yıl 1919’Dur Ve İstanbul İşgal Altındadır. İşgal Kuvvetleri Komutanı Fransız General Franchet D’esperey; “Bir Fransız Kızının, Bu Şekilde Ahlaksızca Gösterilemeyeceği, Anjel’in Şahsında Fransızların Küçük Düşürüldüğü” Gerekçesiyle Filmi Yasaklar. Fakat Film Yasak Olmasına Rağmen Gizlice Gösterilir Ve Büyük İlgi Görür.

Tiyatrocu Şadi Fikret Karagözoğlu, Bican Efendi Vekilharç Adlı 22 Dakikalık Kısa Filmiyle, 1921 Yılında Türk Sinemasında İlk Güldürü Tipini Yarattı.

Muhsin Ertuğrul’un 1923 Yılında Halide Edip Adıvar’dan Uyarladığı Ve Kurtuluş Savaşı’nı Konu Alan Bir İlk Film Olarak Tarihe Geçen Ateşten Gömlek`Te İse İlk Kez Türk Kadınları Rol Aldı. Böylece Cumhuriyet’in İlanının Müslüman, Türk Kadınlarına Çalışma Özgürlüğü Tanıması Sonucu; Bedia Muvahhit Ve Neyyire Neyir’le Yeni Bir Dönem Açıldı.
Bedia Muvahhit Türkiye’nin İlk Müslüman Kadın Oyuncusudur
Neyyire Neyir Türk Sinemasının İlk Kadın Oyuncularından Birisidir. Türk Tiyatrosu Ve Tiyatrosunun Öncülerinden Muhsin Ertuğrul’un Eşidir.

Muhsin Ertuğrul’un 1931 Yılında Çektiği İstanbul Sokaklarında Adlı Filmi, Türk Sinemasının İlk Sesli Filmi Olmasının Yanında Türk Sinemasının İlk Ortak Yapımı Oldu. Türk-Mısır-Yunan Ortak Yapımı Filmde, Semiha Berksoy, Talat Artemel, Galip Arcan Gibi Türk Oyuncuların Yanı Sıra Mısırlı Azize Emir, Yunan Gavrilides Rol Aldı.

Yurt Dışından İlk Ödül 1933 Yılında Geldi. Muhsin Ertuğrul’un İkinci Kez Perdeye Uyarladığı Ve Senaryosunu Nazım Hikmet’le Birlikte Yazdığı Leblebici Horhor Ağa, 1934 Yılında Venedik Film Festivali’ne Katılıp Onur Diploması Aldı. Bu Ödül, Türk Sineması Tarihinde Yurt Dışından Gelen İlk Ödül Kabul Edildi.

Muhsin Ertuğrul, Aysel Bataklı Damın Kızı Adlı Filmiyle Türk Sinemasına İlk Köy Filmini Kazandırdı. Sovyet Sinemasının Etkilerini Taşıyan Filmde Türk Sinemasının İlk Kadın Yıldızı Ve İlk Yönetmeni Cahide Sonku Rol Aldı.

Almanya’da, Fotoğrafçılık Ve Film Okulunu Bitirip 1938 Yılında Yurda Dönen Faruk Kenç, Sinemaya Girdi. Muhsin Ertuğrul’un 1940 Yapımı Şehvet Kurbanı Ve Faruk Kenç’in 1940 Yapımı Yılmaz Ali Adlı İlk Polisiye Film Denemesinde Oynayan Suavi Tedü İle İlk Jön Tipi Ortaya Çıktı.

Türk Sinemasında Şehir Tiyatrosu Oyuncularının Dışında Yeni Oyuncu Denemeleri, Faruk Kenç’in Girişimleriyle Başladı.

Yurt İçinde Türk Sinemasının İlk Resmi Yarışması, 1948 Yılında Yerli Film Yapanlar Cemiyeti Tarafından Düzenlendi.

Aydın Arakon’un 1949’Da Yönettiği Çığlık Filmi, İlk Türk Korku Filmidir.

Ömer Lütfi Akad, 1949 Yılında, Türk Sinemasının Gelişim Tarihi İçinde Çok Önemli Yeri Ve Gerçekçi Bir Kurtuluş Savaşı Filmi Olan Vurun Kahpeye İle Yeni Sinema Anlayışının İlk Belirtilerini Ortaya Koydu.

Türk Sinemasında, 1951 Yılında Tarihsel Film Dönemi Başladı, İstiklal Ve Kore Savaşı Filmleri Ağırlığını Gösterdi. Bu Yıl, 8 Kurtuluş Savaşı Ve 5 Tarihi Film Çekildi.

Yönetmenliğini Muhsin Ertuğrul’un Yaptığı, Kadrosunda Suna Pekuysal, Sadri Alışık, Şükran Güngör, Münir Özkul Gibi İsimlerin Bulunduğu 1953 Yapımı Halıcı Kız Filmi İlk Renkli Türk Filmidir.

Ömer Lütfi Akad’ın Kanun Namına Ve Metin Erkan’ın Aşık Veysel’in Hayatını Konu Alan Karanlık Dünya Adlı Filmi, Sinemaya Damgasını Vurdu. Yılın En Önemli Filmi Olan Kanun Namına İle Ayhan Işık Yıldızlaştı. 1951’De 36, 1952’De 61, 1953’Te 44, 1954’Te 48, 1955’Te 61, 1956’Da 50, 1957’De 61, 1958’De 80, 1959’Da 76 Ve 1960’Da 78 Film Çekildi.

Ayhan Işık Ve Belgin Doruk Gibi Bir Dergi Yarışması Sonucu Sinemaya Giren Ekrem Bora, Alın Yazısı Adlı Filmde Rol Aldı.

Fatma Girik, Leyla Sayar Ve Orhan Günşiray, 1957 Yılında Sinema İle Tanışırken, Arabesk Türü Pembe Piyasa Romanlarıyla Kendine Bir Yol Arayan Atıf Yılmaz, İlk Küçük Çıkışını Gelinin Muradı İle Yaptı.

Aydın Arakon’un 1959’Da Vizyona Giren Fosforlu Cevriye Adlı Filmiyle Sinemada Erkek Tipli Kadın Kahramanlar Modası Başladı. Bu Tür Kahramanların İlk Oyuncusu Neriman Köksal Oldu. Bu Dönemde, Cilalı İbo Serisiyle De Yeni Bir Güldürü Oyuncusu Doğdu; Feridun Karakaya.

Güldürü Oyuncusu Suphi Kaner, Yönetmenliğe, Yılmaz Güney İse İlk Oyunculuk Denemelerine 1959 Yılında Başladı.

Türk Sinema Sanatçıları Derneği, Gazeteciler Cemiyeti İle Yaptığı İşbirliği Sonucu Türk Film Festivali’ni Düzenledi.

Zeynep Değirmencioğlu’nun Oynadığı Ayşecik’le 1960 Yılında Çocuk Kahramanlı Filmler Dönemi Başladı. Zeynep Değirmencioğlu Da Memduh Ün’ün Bu Filmiyle Türk Sinemasında İlk Çocuk Yıldız Oldu.

Türkan Şoray Ve Gönül Yazar’ın Beyaz Perdede Yer Almaya Başladığı 1960 Yılında, Türker İnanoğlu, Burhan Bolan, Hüsnü Cantürk, Yavuz Yalınkılıç Ve Fikret Uçak Yeni Yönetmenler Olarak Sinemaya Girdi.

Tsk’nın 27 Mayıs’ta Siyasal Yönetime El Koymasından Sonra Türk Sinemasında “Toplumsal Gerçekçilik” Dönemi Başladı. Bu Dönemde Osman Seden’in Namus Uğruna, Orhan Elmas’ın Kanlı Firar, Atıf Yılmaz’ın Dolandırıcılar Şahı, Memduh Ün’ün Kırık Çanakları Ve Ateşten Damla Filmleri Öne Çıktı. Fakir Baykurt’un Aynı İsimli Romanından Uyarlanan Yılanların Öcü Yılın En İyi Filmi Oldu. 1961’De 113, 1962’De 131, 1964’Te 180, 1965’De 213, 1966’Da 240, 1967’De 208, 1968’De 117, 1969’Da 230 Ve 1970 Yılında 226 Film Çekildi.

Nejat Saydam’ın Küçük Hanımefendi Adlı Filmi Oyuncu Belgin Doruk’a Yeni Bir Ün Sağlarken, Sinemada “Hanımefendi-Beyefendi” Modası Başladı.

Oyuncu Muzaffer Tema İle Kenan Pars Yönetmenliğe Başlarken, İstanbul Belediyesi, Sanat Festivali’ne Ek Olarak, ‘’Yerli Filmler Yarışması’’ Düzenledi.

Ajda Pekkan Ve Tamer Yiğit De Bir Dergi Yarışması Aracılığıyla Sinemaya Adım Attı. Güldürü Oyuncusu Öztürk Serengil, Adanalı Tayfur’la (Zafer Davutoğlu) Sıradan Bir Lahmacuncu Tipi Yaratarak En Parlak Dönemine Girdi.

Yönetmen Metin Erksan’ın Susuz Yaz Filmi, 1964 Yılında Berlin Film Festivali’nde En İyi Film Seçilerek, Büyük Ödül Altın Ayı’yı Kazandı. Bu Ödül Tarihe, Türk Sinemasının İlk Büyük Zaferi Olarak Geçti. Film, Venedik Film Festivali’nde De Bir Ödül Daha Kazandı.

Türk Film Prodüktörleri Cemiyeti Ve Antalya Belediyesi’nin Ortak Girişimleriyle, 1964’Te Sinema Tarihinin Hala Sürmekte Olan En Önemli Film Şenliği; Antalya Altın Portakal Film Festivali Düzenlendi.

Türk Sinemasında, 213 Filmin Çekildiği 1965 Yılında Önlenmesi Mümkün Olmayan Bir Film Enflasyonu Başlattı. Altyapısız Ve Büyük Bir Karmaşa İçinde Film Sayısı Artarken, Bu Sağlıksız Hızlı Tempo Yeni Sömürü Kaynaklarını Da Beraberinde Getirdi. Aynı Mekanda, Aynı Oyuncularla “Şipşak” Çekilen Bu Ucuz Filmler “Gecekondu Sineması”, Başka Bir Deyişle “Konfeksiyon Sineması” Dönemini Başlattı.

Bir Resimli Roman Kahramanı Olan Karaoğlan Dizisiyle Kartal Tibet Ünlenirken, 1966 Yılında Yılmaz Güney Yönetmen Olarak İlk Filmini Çekti; At Avrat Silah. Ömer Lütfi Akad Da Aynı Yıl Sırat Köprüsü Adlı Filmiyle Türk Sinemasında İlk Kez Geniş Perde (Cinemaskop) Sistemini Uyguladı.

Göksel Arsoy, Altın Çocuk Dizisiyle Tipini Değiştirirken, Cüneyt Arkın Çizgi Roman Kahramanı Malkaçoğlu (1966) Serisine Yöneldi. Sadri Alışık, Turist Ömer’le (1964) Bir Güldürü Sineması Tipine Ağırlık Verdi.

Sinemaya Bu Yıl Giren Yılmaz Gündüz İse Bütçesi Sınırlı, Ucuz Maliyetli Filmlerin Yerli James Bond’u Oldu.

Seyfi Havaeri’nin, 1968 Yılında Vizyona Giren Kara Sevda Adlı Şarkılı-Türkülü Melodramı, Özellikle De Anadolu Bölgelerinde Büyük İş Yaptı, İzdiham Nedeniyle Bazı Sinemaların Kapıları Kırıldı.

Yılmaz Güney’in Umut Adlı Filmi, 1970 Yılında Fransa’daki Grenoble Film Festivali’nde Özel Jüri Ödülü Kazandı.

1972 Yılında Tatlı Dillim Filmiyle Kemal Sunal Sinema Hayatına Başladı.

1975’De Siyah-Beyaz Film Dönemi Bitti. 1971’De 265, 1972’De 299, 1973’De 209, 1974’De 189, 1975’Te 225, 1976’Da 164, 1977’De 124, 1978’De 126, 1979’Da 195 Ve 1980’De 68 Film Çekildi. 1972 Yılında Çekilen 299 Filmle Türk Sinema Tarihinin En Büyük Rekoru Kırıldı. Bu Arada Renkli Film Yapımı Da 185’Le, Siyah-Beyaz Çalışmaları Geride Bıraktı. 1970’Li Yıllarda Sendikalaşma Faaliyetleri Başladı.

Yönetmen Yılmaz Güney, Umut’tan Sonra Arkadaş Adlı Filmi İle Türk Sinemasında Yeni Bir Dönem Açtı. Toplumsal Çelişkileri Olgun Ve Usta Bir Sinema Diliyle Yansıtan Arkadaş, Türk Sinemasının Kilometre Taşlarından Biri Oldu.

1975 Yılında Filmlerin Tamamı Renkli Çekildi Ve Sinemada, Siyah-Beyaz Film Dönemi Sona Erdi.

Ertem Eğilmez’in Tek Kahramana Dayalı Olmayan Çok Kişilikli Hababam Sınıfı Güldürüleri, 1975 Yılının Ve Her Dönemin En Popüler Filmleri Oldu.

İstanbul Uluslararası Film Festivali, İlk Kez 1976’Da Düzenlendi.

Yılın Sinema Modası İse “Komedi Ağırlıklı Seks Filmleri” Oldu. 1978 Yılında Seks Komedilerinin Yanı Sıra Mafya Türü Film Sayısı Arttı. Bu Tür Filmlerin En Geçerli Oyuncusu Da Cüneyt Arkın Oldu. Cüneyt Arkın, Yurda Giren Hong-Kong (Japon) Karate Filmlerinin Etkisiyle Türk Sinemasında Bir “Üstün İnsan Mitosu” Yarattı. Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay’la “Şarkıcı Oyuncu Saltanatı” Ve Arabesk Eğilimler Hızlandı.

Seks Komedileri, 1979 Yılında Büyük Bir Tırmanışa Geçti. Bu Türde Tam 131 Film Çekildi. Zerrin Egeliler Bir Yıllık Süre İçinde Çevirdiği 37 Filmle Dünya Rekoru Kırdı.

1979 Yılında, Türkiye’de İlk Kez Çizgi Filmleri Yarıştı.
Aynı Yıl Yurt Dışında Türk Sinemasına Gösterilen İlgi Büyük Bir Tırmanışa Geçti. Özellikle De Türk Sinemasının Dünyaya Açılmasında Sürü Etkin Bir Rol Oynadı. Sürü Filmi, Locarno Film Festivali’nde, “En İyi Film” Seçilip “Altın Leopar Ödülü”Nü Kazandı.

Sosyal İçerikli Fantastik Filmler, 12 Eylül Filmleri, Arabesk Filmler, Seks Komedileri Nedeniyle Eleştirilen Bu Dönem, Aynı Zamanda Türk Sinemasının Yurt Dışında Ödüller Aldığı Bir Dönem De Oldu. 1980 Yılı, Askeri Müdahale Ve Ardından Tüm Ülkede Sıkıyönetim İlan Edilmesi Nedeniyle 17. Antalya Film Festivali’nin İptaline De Neden Olurken, Yönetmen Erden Kıral, Türkiye’ye, Strasbourg Avrupa Film Festivali’nde, Bereketli Topraklar Üzerinde Adlı Filmiyle Aldığı Büyük Ödülle Döndü.

Halit Refiğ’in 1982 Yılında Vizyona Giren Leyla İle Mecnun Filmi, Arabesk Eğilimli Sinemanın Baş Yapıtı Olarak Halka İndi. Atıf Yılmaz Bu Yıllarda, Necati Cumalı Uyarlaması Mine İle Kadın Sorunlarına Eğildi Ve Bu Filmle “Kadın Filmleri Dönemi” Açıldı. Yılmaz Güney’in Senaryosunu Yazıp, Şeref Gören’in Yönettiği Yol Filmi 1982 Yılında Cannes Film Festivali’nde, Costa Gavras’ın Missing(Kayıp) Adlı Filmiyle “En İyi Film” Seçilerek Büyük Ödül Altın Palmiye’yi Paylaştı. Yol’un Aldığı Ödül, Metin Erksan’ın Susuz Yaz İle Berlin’de Kazandığı Büyük Başarıdan Sonra Bir Türk Filminin İkinci Büyük Zaferi Oldu. Ali Özgentürk’ün At Adlı Filmi, 1983’De İtalya’da Lecce Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Film Ödülünü Kazandı. Şerif Gören’e De Derman İle İspanya’daki Valencia Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü Verildi.

1985 Yılında Halit Refiğ’in Alev Alev Adlı Filmi, Yılın Gişe Rekorunu Kırarken, Şarkıcı Küçük Emrah’la Arabesk Eğilimli Filmler Modası Sürdü.

Nesli Çölgeçen, Yavuz Turgul’un Senaryosundan Aktardığı Züğürt Ağa İle Güldürü Sinemasında Yeni Bir Aşamayı Gerçekleştirdi Ve Şener Şen, Bu Filmdeki Başarılı Oyunuyla Yıldızlığa İlk Adımlarını Attı.

Kültür Bakanlığı, “Sinema Teşvik Ödülleri” Adıyla Dramatik, Belgesel Ve Animasyon Olmak Üzere 3 Dalda, İlk Kez Bir Yarışma Düzenledi Ve Dramatik Türdeki Uzun Metrajlı Filmlerin Yapımcılarına 4’Er Milyon Lira Ödül Verdi.

Atıf Yılmaz’ın Duygu Asena Uyarlaması Kadının Adı Yok, 1987 Yılında Türk Sinema Tarihinin En Büyük Gişe Rekorunu Kırdı.

Hülya Koçyiğit, 1988 Yılında Fransa’da Düzenlenen 8. Uluslararası Amiens Film Şenliği’nde Bez Bebek Adlı Filmindeki Yorumuyla En İyi Kadın Oyuncu Seçildi.

1990’Lı Yıllar, “Büyük Çöküşü” 1980’Lerde Yaşayan Türk Sinemasının, Tekrar Eski Günlerine Dönemese De Küllerinden Yeniden Doğmasını Temsil Etti. 1996’Da Vizyona Giren Ve Baş Rollerini Şener Şen Ve Uğur Yücel’in Yaptığı Eşkıya’nın 2,5 Milyon Kişilik Hasılata Ulaşmasıyla Türk Sineması İçin Umut Doğdu. Bu Rakam, O Dönem İçin Büyük Bir İzleyici Rekoruydu. Ardından Seyirciler, 1997’De Ağır Roman, Masumiyet Ve Hamam; 1998’De Gemide, Akrebin Yolculuğu Ve Hoşçakal Yarın; 1999’Da Propaganda, Her Şey Çok Güzel Olacak, Gülün Bittiği Yer, Salkım Hanımın Taneleri, Harem Suare Ve Mayıs Sıkıntısı Gibi Peş Peşe Birçok Popüler Ve Sanat Filmini Görme Fırsatı Buldu.

1990’Lı Yılların En Fazla Film Üretilen Dönemi, 1993-1994 Dönemi Oldu. Sinan Çetin’in Yönettiği Berlin In Berlin’de Oynayan Hülya Avşar, 1993 Moskova Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü Aldı. Memduh Ün De Zıkkımın Kökü Adlı Filmiyle 1993 Yılında İspanya Sinema Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülünü Aldı. Yine Tabutta Rövaşata Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Derneği Jüri Ödülü’nü Aldı. Hamam Filmi De Cannes Film Festivali’nde Ve İtalyan Sinema Yazarları Derneği’nin Seçiminde En İyi Film, İtalya’da Yabancı Basının Seçiminde En İyi Yönetmen Ve En İyi Müzik Golden Globe Ödüllerini Aldı.

Yorum yapın