Anasayfa » Anlamlı sözler » Vuslat ile ilgili Anlamlı Sözler

Vuslat ile ilgili Anlamlı Sözler

Vuslat sözleri,vuslat ile ilgili kitap alıntıları, mevlana vuslat sozleri,fuzuli vuslat sözleri,vuslat ile ilgili güzel sözler 

Resimli mevlana sözleri
Mevlana sözleri

Vuslat nedemek ?
sevgiliye) ulaşma, erişme, kavuşma

”Öğreneceksin yüreğim ! Öğreneceksin… Dünyanın hasret, ölümün vuslat olduğunu…” (Hz. Mevlana)

İki çay demek, vuslat demektir.

”Hicran vuslatın gecesi ise; vuslat firakın şafağıdır fecridir.” Fuzuli

Vuslatı isteyen aşık ayrılığa hazır olmalıydı.” (İskender Pala)

”Vuslat! Ah! Ne efsunkâr bir kelime ne kutlu bir an!”

”Vuslat olunca ayrılıktan korkmak gerek…” (Fuzuli)

”Sen de fark ettin mi? Saat vuslatı hasret geçiyor!”

Ey ızdırap anladım ki her şey seninle! Sen Hakk’a giden yollarda vuslata vesile.”

”Korkutmaya çalışma, yersizdir. Benim vuslat dediğim eceldir.” (Şeyh Galip)

”Vuslat, ancak anılardan silkinip kurtulabilmekle mümkün olur.”

”Su yaratılmamış olsaydı susamayı bilmezdik. Hasret varsa bir yerde mutlaka vuslat da olmuş olmalı.”

”Yüreğime vuslatın zor ey dost! Kadife duvarlar ördüm hesapsız.”ille de” dersen, varacağın yer “yokluk”.”

”Vuslat, gönüle varmaktır. Sevgi dolu bir gönüle ulaşmaktır. Vuslat gönül işi olduğu için, varmak da gövdeyle olmaz, gönülle başarılır.” (Vehbi Vakkasoğlu)

Bir tevekkül istiyorum Rabbim… Sana giden yollarımı açan. Yüreğime bir fetih,hasretlerime bir vuslat… Fazlından…”

Kaderde sevmek var ama kavuşmak yok ise şayet, Olsun! Vuslata aşık gönül susmayada razı.” (Hz. Mevlana)

”Bize gözün değil, gönlün gördüğü yürek gerek. Düşlerdeki tabir değil, gerçeğe vuslat gerek…” (Hz. Mevlana)

”Aşkın şehvetle aynı şey olduğunun kesin bir delili de vuslattan sonra ikisinin de sönmesidir.” (Hüseyin Nihal Atsız)

Resimli fuzuli sözleri
Fuzuli sözleri

”Senin aşktan yana nasibin varsa; dokunsan da yanacaksın dokunmasan da. İyi bil ki; bazıları hasrette yanar, bazıları vuslatta.” (Hz. Mevlana)

”Gitmek, gövdeye değil, gönüledir. Gittiğiniz yerde gönülsüz bir gövde bulacaksanız, varışınız da boşunadır. O zaman, gittiğiniz yere ulaşamazsınız, sadece varmış olursunuz. Varmış olmak, vuslata ermiş olmak değildir.” (Vehbi Vakkasoğlu)

”Vuslat olunca ayrılıktan korkmak gerek. Vuslat! Ah! Ne efsunkâr bir kelime ne kutlu bir an! Zaman! Ah zaman! Hem dost hem düşman…” (Fuzuli)

”Gençliğimde aradığımı yaşlılığımda buldum, neylersin. Ya ben erken geldim ya sen geç kaldın vuslata, neylersin. Kader!” (Şems-i Tebrizi)

”Narin bir kelebek uçar yıldızlar ülkesine. Ateşler düşürerek kana boyanan kanatlarından. Ölüme sunduğudur canı. Ezikliğini acıların derinliğinden tenine belemiştir. Uçtuğu kadar kayıptır artık. İflah olmaz bir ısırgandır artık vuslat.” (Sinan Yağmur)

”Sevgilinin gelişinin ayak seslerini duyarak kıyamete kadar yaşanabilir ama vuslata erdikten sonra gideceğinin korkusuyla hemen can verilirdi. Sonunda vuslat olan bir ayrılık, dertleri bile zevke dönüştürür ama sonu ayrılıkla bitecek bir vuslat sevinci kedere boğardı.” (İskender Pala)

”Karşılıksız sevgiyi yaşamak gerekiyormuş. Birini sevmenin, delice bir aşkla nağlanmanın güzelliğini yaşamanın hazan mevsimine gelmek olduğunu bilmiyordum. Meğer hayatta ne çok şey kaçırmışım… Ya ben erken geldim, ya sen çok geç kaldın vuslata…” (Sinan Yağmur)

”Ben hem hamım hem kavrulmuş kebap olmuşum. Hem gülmedeyim hem ağlıyorum. Alemi de hayretlere salmışım kendim de hayretteyim. Vuslat içinde ayrılığa düşmüşüm ben.” (Mevlana)

Vuslat ile ilgili kitap alıntıları

Ey aşk! O gönüller sana mâl oldular artık;
Ey vuslat! O aşıkları efsûnuna râm et!
Ey tatlı ve ulvî gece! Yıllarca devam et!..

Ölümü bir vuslat ânı olarak kutsayan, onu bir düğün gecesi şenliğiyle anan bir medeniyetin mensuplarının ölümü en nihayet hakkında konuşulamaz hâle getirmeleri ne de acı!


MURAT MENTEŞ: Neden hep imkansız aşkı yazdınız?

ATTİLÂ İLHAN: Çünkü benim yaşadığım hayat içinde vuslat mümkün değildi. Hep başı belada adamlardık.


Âşık bazen vuslattadır, bazen ayrılıkta…

Dünya derler buna; bazen ölüm, bazen düğün

(vuslat olunca düğün, ayrılık olunca ölüm)…
Baki


âşık, vuslat için her türlü acı ve sıkıntıya severek katlanır. Hatta bundan manevi bir haz duyar. Onun için Fuzulî:


“Yarâb belâ-yı aşk ile kıl aşina beni
Bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni
Az eyleme inâyetini ehl-i dertten
Yani ki çok belâlara kıl müptelâ beni.”

Yorum yapın