Anasayfa » Bilgi Formu » Televizyonun Bize Ne Kadar Zarar Verdiğini Biliyormusunuz?

Televizyonun Bize Ne Kadar Zarar Verdiğini Biliyormusunuz?

TELEVİZYONUN ZARARKARI

Şuan evinde televizyon olmayan hiçbir aile yoktur hemen hemen. O kadar hayatımıza soktukki televizyonu, adeta bir parçamız haline geldi televizyon. Telefonda aynı şekilde, evinde telefon olmayan var mı? Sabit telefon olmasa mutlaka cep telefonu var.
21. yüzyılın vazgeçilmez aletlerinden biri olan televizyonu nasıl kullandığınıza bağlı olarak hem yararı olabiliyor hemde zararı. Mutlaka sizde duymuşsunuzdur televizyona “aptal kutusu” dendiğini. Şuan toplumumuzun içinde bulunduğu durumda bu deyimi doğrular nitelikte.

Şunu belirtmeden edemeyeceğim. Televizyon özü itibariyle yararlıdır, doğru kullanan için yararlıdır. Peki bizler televizyonu doğru kullanabiliyor muyuz? Hayır. Zaten televizyon kanalları buna imkanda vermiyorlar.

Günde 3 saatinizi televizyon başında geçirdiğinizi düşünelim. Sadece 3 saat. Ayda 90 saat yapar. Bir yılda ise 1080 saat. Bu da tam olarak 45 gün demek. Kaç saat uyuyoruz peki. Ortalama bir uyku süresi yaklaşık olarak 8 saat. Ayda 240 saat. Bu da yılda 2880 saat yapıyor. Uyku süremizde bir yılda 120 gün. 120 + 45 = 165 Yani arkadaşlar 1 yılın neredeyse yarısını uyuyarak ve televizyon izleyerek geçiriyoruz. Ne büyük bir zaman kaybı!

Amerikan Pediyatri Akademisi’nin televizyon ve çocuklar konulu araştırmasına göre 2 yaşın altındaki çocuklara “kesinlikle” televizyon izlettirilmemeli.

* Televizyon insanları tembelliğe itmektedir. Televizyon karşısında saatlerce hareketsiz kalmak obeziteye neden olabilmektedir. Ekrandan yayılan ışınlar leptin ve ghrelin adlı hormonlarda dengesizlik yaratarak, yağ birikmesine neden oluyor. Liverpool Üniversitesinin araştırmasına göre de, televizyondaki yiyecek ve içecek reklamları, çocukların abur cubur yemelerini %134 oranında arttırmaktadır. Bu da obeziteye neden olabilen başka bir etkendir.

* Televizyondan yayılan ışığın melatonini azaltması nedeniyle hormonal dengesizlikler meydana getirebilmekte, hatta DNA’da değişiklikler meydana getirmesi sonucunda kansere bile neden olabilmektedir.

* Uzun süreli televizyon izlemek kişilerin bağışıklık sistemini de olumsuz yönde etkilemektedir.

* Çocukların erken ergenliğe girmelerine neden olabilmektedir.

* Uyku sorunlarına yol açmakta.

Buraya kadar olanlar sadece araştırmalar sonucunda ortaya çıkabilen zararları, peki ya televizyonun diğer zararları!

* Televizyonda çıkan ve insanlara çalışmadan, emek harcamadan köşeyi dönme hayallari kurduran programlara ne demeli?

* Seviyesiz televizyon programları, uygunsuz haberler, cinsellik, şiddet içeren yayınlar çocukların gelişimini çok olumsuz etkilemekte, insanları olumsuz davranışlara sevkettirmekte, toplumu ve toplumun değer yargılarını zehirlemektedir.

* Televizyon görsel ve sesli iletişim imkanı ile insanlara yanlış tercihleri doğru kararlar gibi gösterebilmekte. Toplumun yönlendirilmesinde birinci derecede etkili olmaktadır. Peki televizyon kanallarının bu umurunda mı? Hayır. Onlar doğal olarak sadece kendi çıkarlarını düşünmektedirler. Bizlerde davranışlarımızla onlara çanak tutmaktayız.

* Televizyon insanları reyting için kullanmakta, onları gülünç duruma düşürebilmekte, insanların zaafları, hassasiyetleri üzerinden kendilerine çıkar sağlamaktadırlar.

* Televizyon programları insanları gerçek hayattan koparmakta, insanları kendi dünyasına katarak istediği şekilde yönlendirmektedir. Bu bakımdan insanların sosyalleşmesinin önünde de büyük bir engel oluşturmaktadır.

* Özellikle 4-7 yaş arasındaki çocukların televizyon izlemeleri onların sosyal gelişimlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu dönemdeki çocuklar televizyon programlarında gördüklerini somut olarak algılamaktadırlar. Korku, şiddet vb. görüntüleri içeren programlar çocuklarda uyku bozukluğuna neden olabilirken, uygunsuz içerikler de çocukları büyüdüklerinde bu tür davranışlar sergilemeye itmektedir.

Televizyonun çocuklar ve gençler üzerindeki etkisi hatta tüm toplum üzerindeki etkisi tartışılmaz. Peki televizyon kanalları bu etkiyi olumlu yöndemi kullanıyorlar? Kesinlikle hayır. İşte bu nedenlerden dolayı özellikle çocukları ve gençlerden televizyonlardan uzak tutmalı ve onların sosyal gelişimine destek olmalıyız.

Unutmayın, televizyon canlı bir bombadır. Çocuklarımızı televizyondan mümkün olduğu kadar uzak tutmalı, gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilecek programları izlemelerine imkan vermemeliyiz. Bunu kendimiz için yapmasak bile, onların geleceği yan, toplumun geleceği için bir görev olarak görmeliyiz.

Karanlıkta TV İzlemenin Zararları

Sakarya Vatan Hastanesi Başhekimi uzman Dr. Dursun Bostancı, karanlıkta izlenilen televizyonun gözlere zararının yanı sıra, halk arasında sara olarak bilinen epilepsi hastalığını da tetiklediğini söyledi.

Bostancı, her yaş gurubundaki insanların aydınlatılmış mekânda televizyon izlemeleri gerektiğini kaydetti.

Bostancı, yaptığı açıklamada, karanlıkta televizyon izlemenin sağlıklı olmadığını vurguladı. Bu durumun öncelikle göze zarar verebileceğini ifade eden Bostancı, “Karanlıkta televizyon izlemek sürekli yanıp söne bir ışığa bakmaktan farksızdır. Ayrıca her çeşit renkte saniyeler içerisinde değişiyor. Ayrıca kanal değiştirirken zifiri karanlık ve hemen arkasından parlak aydınlık göze en büyük zararı verdiği andır. Göz bu duruma uyum sağlamak için zorlanıyor yorgun düşüyor. Göz sağlığı açısından bu durum son derece zararlıdır. Göz sinirlerinin yıpranmasına sebep olur. Ayrıca görme kusurlarına sebep oluyor. Özellikle çocuklara kesinlikle karanlıkta televizyon izletilmemelidir. Onların gözleri daha hassas olacağından daha çok etkileneceklerdir.” uyarısında bulundu.

Karanlıkta sürekli yanan sönen ışığa maruz kalanlarda epilepsi hastalığının daha sık görüldüğü dile getiren Bostancı, uzun süre karanlıkta televizyon izlemenin ve bunu alışkanlık haline getirmenin bu hastalığı tetikleyebileceğinin altını çizdi.

Sara hastalarına kesinlikle karanlıkta televizyon izlememeleri gerektiği konusunda telkinde bulunduklarını anlatan Bostancı şu bilgileri verdi: “Sara hastalarına iyi aydınlatılmış mekânlarda televizyon izlemelerini öneriyoruz. Ayrıca sık sık kanal değiştirmemeleri konusunda uyarıda bulunuyoruz. Karanlıkta sürekli yanıp sönen ışığa maruz kalmak sara nöbetlerini tetikliyor ve sık sık tekrarlanmasına sebep oluyor. Bu sebeple sara hastalarına kesinlikle karanlık ortamda televizyon izlemelerini ve hatta bilgisayarda çalışmalarını söylüyoruz.” şeklinde konuştu.

Yorum yapın