Tavuskuşlarının Neden O Kadar Büyük Ve Gösterişli Bir Kuyruğu Vardır? Ya Da Erkek Aslanların Görkemli Yelelerinin Olmasının Sebebi? Çünkü Dişisini Etkileyebilmek İçin..
İyi De Neden Erkekler Savaşmak Zorunda Kalıyor Da Dişiler Seçiyor? Aynı Şey Biz İnsanlar İçinde Geçerli. Erkek Kendini Beğendirir, Dişi İse Seçer. Dişi Seçer Çünkü, Üreyebileceği Zaman Aralığı Sınırlı. Bakın, ‘Female Hypergamy’ Diye Bir Şey Var. Hypergamy Kendinden Daha Zengin, Daha Daha Güçlü, Yakışıklı/Güzel Yani Kendinden Daha Yüksek Statülü(Dolayısıyla Daha İyi Genler) Birisiyle Evlenmek Ve Çocuk Yapma Çabasıdır. Kadınlardaki Bu Şiddetli Hypergamy’nin Sebebi Muhtelemen Üreyebilecekleri Dönemin Kısıtlı Olması(25-30 Yıl), Zorlu Hamilelik Süreci(9 Ay) Olmasından Kaynaklanıyor. Ayrıca İkiz Falan Doğurmadığı Sürece Ortalama 15-20 Çocuk Doğurabilir. (Geçen Senelerde Kim Milyoner Olmak İster’de Çıkan Soruda, Tek Eşten Olan En Fazla Çocuk Sayısının 69 Olmasını Bir Kenara Bırakıyoruz, O Ne La Öyle 69 Jksd )
Yani İkiz-Üçüz Veya Onüçüz Falan Doğurmadan Maksimum 25-30 Çocuk Doğurabilir.
Hazır Konusu Açılmışken Kadın Fizyolojisine Bakmak Yararlı Olabilir. Ondan Önce Bir Benzetme Yapacak Olursak, Üremek Yani Yumurtanın Döllenmesini Bir Bilgisayara Karşı Yapılan Milyonlarda Ddos Saldırısına Benzetebiliriz. Kadın Yumurta Hücresinin Duvarı, Dünyadaki En Dayanıklı Güvenlik Duvarıdır. Çünkü Milyonlarca Spermin Arasından Yalnızca Birine İzin Verir.
Bildiğimiz Gibi Kadınların 28 Günlük Bir Bir Döngüleri Vardır. Mens Kanaması Da Denir. Kadınların Doğduğu Andaki Yumurta Sayıları Maksimumdur Ve Giderek Çeşitli Nedenlerle Azalmaya Başlar. Yani Erkeklerden Farklı Olarak Sıfırdan Üretilmiyor, Hazır Rezervli Olarak Geliyor .Değerli Bir Maden Gibi. Puberte Döneminde Yumurta Rezerv Sayısı 300 Bin Kadardır. İlk Kanama/Döngüden Sonra Yüzlerce Oosit Yani Yumurta Ölür. Bir Kadın Ortalama 450 Döngüye Sahiptir. 40 Yaşına Geldiğinde İse 300 Binden Yaklaşık 8 Bin Oosit Kalmıştır. Ortalama 44-48 Aralığında İse Oosit Kalmayınca Menapoz Dediğimiz Olay Vuku Bulur. (Öğrenciliği O Dönemdeki Bir Kadın Hocaya Denk Gelmiş Şanssız Öğrenciler Topluluğu). Menapoza Yaklaşıldığını İse Bu Mens Döngüsünün Kısalmaya Başlamasından Anlayabiliriz. 28 Günden 20 Günlere Falan Düşer. Bu Arada Çocuk Sahibi Olmak Da Menapoza Giriş Sürecini Uzatıyor, Çünkü Hamilelik Dönemi Olan 9 Ayda Bu Döngü Olmuyor Ve Her Çocuk Evresinde Bu Rezerv Korunuyor. Hatta Emziren Kadınlarda Oksitosin (Bu Hormana Daha Sonra Detaylı Değineceğiz) Nedeniyle 90 Gün Boyunca Yeni Döngüye Girilmesini Engeller.
Son Bir Not: Bu Döngü İyice Öğrenildiğinde Aslında Yüzde 90-95’Lere Yakın Bir Olasılıkla Çocuğunuzun Cinsiyetini Önceden Belirleme Şansınız Var.
Hastaneye Bir Gebe Kadın Geldiğinde, Evet Kadın Ya Ne Bekliyordun, Doktorların Eli Ayağına Dolanır. Çünkü Normalde İlaçların Normal Erkek Ve Kadınlarda Göstereceği Etkiler Az Çok Benzerdir. Ama Gebelik Söz Konusu Olduğunda Resmen Kaotik Bir System. Dikkat Etmişsinizdir, İstisnasız Her İlacın Kullanım Talimatında Gebelikte Kullanım İçin Doktorunuza Danışın Der. Bildiğin Bir Bilinmezlik Alanı. Dünyaya Yeni Canlı Getirmeyi Kolay Mı Sandın?
Yani Toparlayacak Olursak, Dişilerin İşi Gerçekten Zor. Erkeklerin Umurunda Mı Halbukü? On Dakika Sonra Aynı Devam İşte O Yüzden Seçici Taraf Dişi.
Ee Madem Bu Kadar Zahmetli Ve Yorucu Hatta Bazen Ölümcül, Öyleyse Bu Süreci En İyi Şekilde Kullanmak Gerekiyor. Bu Bakımdan En Uyumlu/Dayanıklı/Güçlü Genle Birleşmek İstemek Mantıklı Olan Şeydir. Bunu Da ‘Pareto Principle’ İle Açıklamak Mümkün. Buna Göre Toplumdaki Kadınların %80’İ Yüksek Statüdeki Yani En Tepedeki %20 İçin (Bu %20 Yakışıklı,Kaslı, Güçlü, Zengin, Popüler Vs Erkeklerdir. O Değilde Hiç Şansımız Yokmuş Ya La. Düşünsene Kızda Bmw Falan Var Bizde Sanayici Mahmut Abiden Yürüttüğümüz Pisiklet, Çok Üzücü ..) Mücadele Ediyor. Çünkü En Doğurgan/Güzel Oldukları Dönemler 20-30 Yaşları Arası. Ama Tabi Olayın Bir De Şu Yönü Var; Tepedeki Gerizekalı Bu Erkeklere De Çok Talep Olduğundan, Kadınların %80’İ, Onlarda Seçici Oluyorlar Ve Haliyle %60’Lık Kesim Kadın Boşta Kalıyor. Hatta Olgunluk Çağına Kadar Metres Olmayı Bile Kabul Ederler, Normal Görürler. Aslında %60 Lık Kısım Boş Kalmıyor, Bunlar %20’Nin Dışındakilerle Bir Hayat Kurmak Yerine %20’Nin Soft Haremi Olmayı Resmen Kabul Ediyorlar. Halbuki Yaş 30 Ve Üstüne Çıkmaya Başlayınca, Genlerine İşlenmiş Olan Çoğalma Hissi Üstün Gelmeye Başlıyor Ve Effendi Adam Aramaya Başlıyorlar. Bu Aslında Taa İnsanlığın İlk Zamanlarından Beridir Böyle İşliyor. Bu Dengesizliği Çözmek İçin Toplumlar Çeşitli Çözümler Üretmişler; Görücü Usulü Mesela Bunlardan Bir Tanesi. Günümüzde İse Bu Durum Az Rastlanır Olduğundan, Ve Kadınlarda Efendi Adam Yerine P*Ç Tercih Ettiğinden Evlilik Dışı Çocuk Oranları Son Yıllarda Artarak Yükseliyor.
Kısaca Demek İstediğim Şey Şu: Doğada Seçici Olan Dişidir. Çünkü Gerek Kadının Üregen Olduğu Dönemin Kısa Olması, Gebelik Dönemi Ve Gerekse Doğumdan Sonraki Yavruyu Besleme/Büyütme Süreci Bir Hayli Zorlu Olduğundan, Kadınlar Bu Süreci En İyi Şekilde Değerlendirmek İstiyor. Halbuki Erkekler Neredeyse Sınırsız Üreme Potansiyeline Sahip.
Edebiyatçılar Bizi Kandırmışlar Dostlar. Aşk Tamamen Çıkar/Fayda Üzerine Kurulmuş Biyokimyasal Bir Süreçten İbarettir. Bugüne Kadar Bunun Sadece Kalple İlgili Olduğu Düşünülüyordu. Metafiziksel Bir Sürü Gerçek-Dışı Söylemin De Kaynağınının Kalp Olduğu Düşünülmüş. Peki Bu Kalp Nerden Çıktı Hakkaten? Muhtemelen İlk İnsanların, Gövdenin Orta Kısmında Ve Korunmuş Bir Yapıda Bulunan Kırmızı Ve İlginç Bir Organ Olan Kalbe İlginç Görevler Atfetmesi İle Böyle Bir İnanç Ortaya Çıkmıştır. Dünyayı Ve Olayları Anlamlandırmaya Çalışan İlk İnsanlar, Etrafında Gördükleri İlginçliklere Bu Bağlamda Doğaüstü Tanımlamalar Getirmişlerdir. Şimşek Ve Yıldırımların Neden Oluştuklarını Bilemediklerinden Bunu Tanrıların Kızgınlığı Ve Laneti Olarak Nitelendirmişler Ve Ciddi Ciddi Binlerce Yıl Bunun Böyle Olduğu Kabul Edilegelmiş. Halbuki Şu An Gökyüzünde Oturup İnsanlara Şimşek Sallayan Bir Tanrıdan Değil, Çok Basit Olarak Static Elektriklenmeden Kaynaklandığını Biliyoruz. Benjamin Franklin Amcanın Uçurtmaları Sağ Olsun Jksd. İşte Kalbede, Vücutta Ruhun Merkezi, Soyut İle Somut Dünya Arasındaki Geçişi Sağlayan Kapı, Tanrıların İnsanlarla İletişim İçin Kullandığı Yapı Vs. Gibi Günümüz Bilimiyle Yakından Uzaktan Alakası Olmayan Açıklamlalar Getirmişlerdir. Zaten Metafiziksel Unsurlar Bilimin Konusu Değildir. Tabi Bu Konuda Her Şey Tamamiyle Çözüldü Desek Yanlış Olur, Çünkü Son Yapılan Çalışmalar Kalbin Yaklaşık 40 Bin Nörondan Oluşan Bir Sinir Sisteminin Olduğunu Gösteriyor.
Bugüne Kadar Kalbi, Sadece Beyinden Gelen Sinirsel Dürtülere Tepki Veren Bir Organ Olarak Kabul Ediyorduk. Halbuki Yapılan Çalışmalar Gösteriyorki Kalpte Beyine Uyarılar Gönderiyor. Kalbin Ritmini Değiştiren En Basit Olaylar Arasında; Fiziksel Hareket, Nefes Alış Şekli, Koşu, Egzsersiz, Heyecan, Korku Vs. Gibi Tüm Bu Etkenler Arasında, Kalbin En Büyük Tepkileri İse ‘Duygular’ Anında Oluyor. Yani Duygular Ve Duygusal Değişiklikler Kalbin Tepkisini En Çok Arttıran Şeyler Arasında. Peki Kalp Sadece Kan Sirkülasyonunu Mu Sağlıyor? Yapılan Son Çalışmalar Bunun Böyle Olmadığını Gösteriyor. Yaklaşık 40 Bin Nörondan Oluşan Küçük Ve Kompleks Bir Sinir Sistemi Varmış Kalbin. Kalbin Çeşitli Hormonal Durumları, Nörotaşıyıcılar Tarafından Beyne İletiliyor Ve Beyin Sistemini Etkiliyor. Sevgi Hormonu Olan ‘Oksitosinin’ İn Çıkış Yeri De Kalptir.
Tüm Bunlar Işığında Aşkın Kalple İlişkisinin Olduğunu Söyleyebiliriz Belki Ama Olay Daha Çok Beyinde Bitiyor.
“Ne Kadar Seviyorsun Dersen;
O Kadar İşte…
Tavanı Kadar Sokağın
Ve Dibi Kadar Cehennemin…”
){kind=link}